Kılıçdaroğlu, seçim ve sonrası

featured
service

Akp’li yılların yönetsel açıdan en tipik özelliği kamplara ayrılmış toplumsal yapının mevcut durumunun devamının sağlanmasıydı. Ayrılıklar ve farklılıkların daimiliği nicel açıdan çoğunlukta olan partiye ya da bloğa büyük olanaklar sağlıyordu. Toplumun zayıf karnı olarak beliren unsurların tespiti ve bu ayrılıkların idamesi Akp’ye siyaseten büyük alanlar açıyordu.

Sayısal ve siyasal açıdan çok büyük bir alanı kaplayan Akp iktidarının tek bir seçimde ve tabanının doğal sınırları belli olan bir partiyle yenebilmek içinde bulunulan konjonktürden dolayı çok zor olduğu tespiti üzerine bir siyasi rota inşası başladı.

Bu rotanın en kısa yoldan basit heveslerle ilerleme ihtimali de vardı ama Kılıçdaroğlu görece zor ama daha sağlam temellere oturacak bir yol seçti. Üstelik bu yol orta vadede partiye katkı sağlıyor gibi görünse de uzun vadede memlekete de büyük katkılar sunuyordu. Bozulan toplumsal barışın yeniden tesisi adına çok değerli hale gelen farklı kesimlerin ortaklığına dönüşen bir yol oluyordu bu yol.

Başlarda patikaya benzeyen ve tozdan geçilmeyen bu güzergah, zamanla genişlemeye ve asfaltla kaplanmaya başladı. Şimdilerde ülkenin geleceğinin planlandığı sadece yolun yoldaşları tarafından değil ülkemizin tüm siyasi kesimleri tarafından ilgiyle takip edilen 6 şeritli ve keyifli bir yola dönüştü.

Teşbihte hata olmayacağını varsayarak getirdiğim bu noktadan itibaren siyasetin kendi mecrasına bırakıyorum yazıyı.

Kemal Kılıçdaroğlu; asla yan yana gelemeyeceği var sayılan kesimleri birlikte yürüyecek düzleme getiren siyasetin hem kurgucusu hem ısrarcısıdır. Hem işçisi, hem hamisidir. Elbette bütün kesimlerin liderlerinin katkısı çok önemlidir ama on yılı aşkın süredir üstelik her türlü gadre rağmen bu yolda devam edebilmek kolay iş değildir.

Toplumun özellikle muhalefetle anlamlanan kesimleri, birbirlerini daima taşlasın ve bir araya gelmeleri imkansız hale gelsin ki; iktidarın her türlü yanlışına rağmen iktidarda kalabilme konforu elinden alınmasın. İşte bu lüksü iktidarın elinden alan yaklaşımın teveccüh görmesi insanlarımızın ferasetine olan inancımızı da perçinliyor. Bu şımarıklığı devlet yönetiminden uzaklaştırma iradesine verilen destek siyaset yapıcıları da motive ediyor.

İttifak denilen mevhumun doğası gereği ihtiyaç duyulan asgari müştereklerin, esasen Türkiye’nin ilerlemesi açısından gereksinim duyulan olgular olması geleceğimiz açısından çok olumludur. Çünkü bir siyasi hareketin kaderini ülkenin kaderiyle eş hale getirip felakete sürüklendiğimiz 20 yılın sonunda kendi siyasi programlarını ülkenin kalkınma programı haline getireceğini düşündüğümüz bir ittifakın varlığı bizlere güven vermektedir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun stratejisindeki ısrarının ülkemiz ve muhalefet cephesi açısından büyük sonuçları olacağı aşikar. Asıl mesele iktidar alındıktan sonrası döneme ait kurguların yine toplumsal barışımıza dönük önemli mevziler içermesidir.

Kılıçdaroğlu, seçim ve sonrası