İstişarede fayda var

featured
service

Haziran Ayı’nda Akyurt’ta yaşanan sel felaketi yapılaşma veya altyapı çalışmaları gibi kararlar almadan önce gerekli fizibilite çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterdi.

Kentsel Dönüşüm kararı alınan ancak Danıştay kararı ile bozulan ve ertelenen Beyazıt Mahallesi’nde atılacak adımlarda yaşadığımız afetin dikkate alınması gerekiyor.

Öyle ki, buradaki konut sayısı, nüfusun artması ve beraberindeki betonlaşma olası bir sel felaketinin Ankara Caddesi’ndeki etkilerini ister istemez artıracaktır. Daha önce atılan adımlarda yapılan hataların nasıl insan yaşamını tehit ettiğini gözlemledik. Akanca Deresi’nin kapatılması bir vadiyi andıran Kızık Caddesi boyunca suyun yolunu nasıl bulduğunu bizlere gösterdi.

Kentsel Dönüşüm projesinin taslak halini, Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık’ın bir toplantısında görme fırsatı yakaladım. 4-5 katlı yapılardan oluşan binaların bulunduğu projede yüksek katlı konutların olmayacağı dile getirilmişti. Bugün betonlaşmanın bulunmadığı bu alanda yağışın bir kısmı Akanca deresine katılmaya çalışırken, betonlaşma ile birlikte bu miktar katlanarak artacaktır.

Akyurt hızla gelişen ancak şuan ki süreçte yapılaşma hızının azaldığı bir ilçe. Nurettin Cankurtaran Caddesi ve Ankara Caddesi’nde yaşadığımız trafik yoğunluğu da her geçen gün artıyor. Çankırı Karayolu ve Şehit Kubilay Caddesi çevresinde bulunan yüksek kat imarlı alanlarda yapılaşmanın artması ile birlikte ortaya çıkacak trafik sıkışıklığını da hayal etmek güç olmasa gerek.

İmar planları yapılırken yerleşecek olan nüfusun göze alınmaması, altyapı ihtiyacının uzun vadeli olarak belirlenmemesi ülkemizde sıkça yapılan bir hata. Yıldırım Mahallesi’nde de yine uzun süredir imar revizyon çalışmaları yürütülüyor. Klasik konutların ortasında bozulmamış adalarda yüksek katlı konutlar hem görüntü kirliliğine hem de nüfus yoğunluğunun artmasına neden oluyor.

Akyurt’ta imarlı toplam alanın yaklaşık 4 bin hektar olduğu, toplam inşaat alanının ise 11 milyon 944 bin metrekare olduğu düşünüldüğünde 450 bin kişilik nüfusu barındıracak kapasitede bir imar planına sahibiz.

Caddeler, sokaklar ve altyapı bu nüfus yoğunluğunu kaldırabilecek mi?

Yaşanan sel afetinin bir similasyonu yapılacak olursa yapılaşan alanlar bu durumdan nasıl etkilenecek?

‘İmara açılsın, arazimiz değer kazansın’ anlayışı devam ederken ilçenin kent, tarım ve sanayi kimliği korunabilecek mi?

Geçtiğimiz hafta gazetemiz ‘Kent Konseyi Unutuldu’ manşeti ile çıkmıştı. Konsey’in üyelerine çağrıda bulunduğunu ancak katılımın olmadığını ve bu nedenle çalışmaların verimli bir şekilde ilerleyemediğini öğrendik.

Kent Konseyi bu yazıda yer alan çekinceler veya ilçeyi ilgilendiren bir çok konuda görüş bildirmeli ve bunlar tarihe bir not olarak düşülmelidir. Ben de Kent Konseyi bileşenlerine buradan çağrıda bulunmuş olayım: İstişare ve farklı görüşler gelişime öncülük eder, gelin ‘danışma’ kültürünü yeniden canlandıralım.

İstişarede fayda var