Ekonominin Açtığı Çakralar

featured
service

Süleyman Demirel’in meşhur ‘Tencerenin götüremeyeceği iktidar yoktur.’ sözüne atfen bugünlerde de ülkemizde yaşanan sorunların kaynağına odaklanılması gerekiyor.

Tencere her zaman her koşulda iktidarları değiştirir mi bilinmez ama işlerin eskisi kadar rahat ilerlemeyeceği aşikar. Özellikle alım gücünün bu kadar düştüğü, hayat pahalılığının sadece mevcut iktidarla geçen 20 yılın değil belki cumhuriyet tarihini kapsayacak şekilde pahalandığı böylesi bir dönemde iktidarın işi oldukça zordur.

Bu dönemde iktidardan kopuşun yoğunlaştığını gözlemliyoruz. İktidarın bunca sıkıntıya rağmen neden hala hatrı sayılır bir oy aldığına dair de çözümlemeler yapılıyor.

İktidar partisinin sıradan bir parti ya da hükümet süreci yaşamadığını, Türkiye’de bu iktidar pozisyonunun tahkimatı için bilinçli bir kamplaşma zemini üretildiğini gözden kaçırmamak gereklidir. Bütün bu ayrışmalara rağmen muhalefet cephesinin ılımlı ve kapsayıcı tavrının sürekliliği kötüye giden ekonomiye iktidarın cam simidi olabilecek kimlik siyasetini elinden almıştır.

AKP etrafında kenetlenmiş kesimlerin bir bölümü iktidarın artık ülkeye vereceklerinin kalmadığına ikna olmuştur ve kopuş süreci başlamıştır. Bir kesim ise kopuşun katalizörü olan muhalefet belediyelerinin hizmetleri, dürüst ve şeffaf tavırları sayesinde iktidar cephesinden uzaklaşmıştır. Fakat merkezdeki çekirdek tabanı saymazsak hala buradan umutvar olan kesimler için muhalefetin bir siyasi rota belirlemesi gerekmektedir.

AKP’nin oy oranı açısından en büyük siyasi başarılarının temel sebebi merkez sağda kendisine rakip olabilecek bütün unsurları bir şekilde yok etmesi ya da kendi içerisinde soğurmasıydı. Şu an 6’lı masa içerisinde bulunan sağ partilerin büyük bölümü iktidarın potansiyel rakipleridir. Oy akışları bu partilere çok daha hızlı olmaktadır. Fakat şu bir gerçektir ki CHP en az oy aldığı kesimler kadar bir toplamında 2. Partisi haline gelmiştir. Bunun anlamı ise açıktır ülkenin alternatifi hazırlanmaktadır. 6’lı masa ile birlikte ülkemizin siyasi seçenekleri genişleyecek ve umut artacaktır.

Ekonominin kötü gidişatı bugüne kadar iktidara fazlaca kredi açan halkımızın çakralarını açmış ve iktidar partisi dışındaki alternatiflere yönelme eğilimini beslemiştir. Bugün gördüğümüz husus esasen AKP’nin geçmişe dönük kusurlarına dair de halkımızın elinde dört başı mahmur bir listenin olduğudur. Özelleştirme adı altında Cumhuriyet yıllarının bütün birikimlerinin satılması, tarım ve hayvancılığın plansızlıkla getirildiği nokta, eğitim ve sağlıktaki niteliksiz ve paralı hale gelen hizmetler ve mülteci sorunları iktidarın başlıca açmazlarıdır ve halkımızın hafızasında günden güne berraklaşmaktadır.

Unutmayalım tenceredeki sorunlar gideni gösterir, geleni gösterecek olan tarladaki izimizdir.

Ekonominin Açtığı Çakralar