Çok büyük projelerimiz olmalı, yere göğe sığmasın, ilçemiz modern, çağdaş olsun. Bir Paris, bir Berlin, bir Moskova, bir Londra neden olmayalım…
Hayal ediyorum da;
Paris, Londra, Berlin, Moskova, Genova, Zagreb, Avrupa’nın herhangi bir şehrinin belediye başkanı açıklama yapmış olsa,
“Vatandaşlarımızın arabalarının tekeri çukura düştüğünde, ayağını çamura bastığında veryansın ediyor” dese bir gerçeklik payı bulunmazdı galiba… Olabilir, herşey ekrandan, binlerce kilometre öteden görüldüğü gibi olmayabilir, diyelim iyimser davranalım. (Bu Avrupa’nın gelişmiş ülkeleriyle bir kıyaslama değil, ne kadar basit siyaset yapıldığının göstergesi olarak okunmalıdır, kaldı ki yıllardır “Avrupa, Avrupa duy sesimizi…” diye sloganlar atmıyor muyuz?)
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gibi 20 yıldır o koltukta oturup da, Karayalçın’ı hala anması gibi “Biz göreve geldiğimizde şöyleydi, böyleydi, şunu yaptık” diyen başka bir belediye başkanı var mıdır? Ne bitmedik bir hesaplaşmadır bu?
Yada hala Akyurt Belediye Başkanı Gültekin Ayantaş’ın “Biz göreve geldiğimizde Akyurt köydü, şehir yaptık” sözü gibi, 10 yıl öncesini hatırlamanın, geçmişe takılıp kalmanın ne manası vardır?
Bu isimlerin geçmişte hesaplaşacağı bir siyasetçi kalmamıştır artık. Ayantaş 10 yıldır, Gökçek ise 20 yıldır Belediye Başkanıdır… Artık mazi mazide kalmalıdır…
10 yılda, 20 yılda öyle hafife alınacak, geçti gitti denilecek bir zaman dilimi değildir.
Şuna bakın, Akyurt Belediye Başkanı hala altyapının 2 yıl sonra tamamlanacağını belirtiyor. Bu tam bir komedidir. Başka bir açıklaması, izahı olamaz ve bu Başkan’ın belirttiği gibi bir dönem olarak da anılır hale gelmiş “Kazma dönemi”
Biz hala kazma, kürek devrin de yaşıyoruz. Şöyle kafamızı kaldırıp da önümüzü göremedik. “Sen Akyurt’sun Büyük Düşün” dediklerinde altyapının 10 yıl süreceğini düşünmezdik herhalde… Akanca deresi de,büyük düşünüp, Tuna nehrine benzetiliyor olsa gerek, bir tek nazar boncuğu takmadığımız kaldı.
Biz Akyurt’uz, Türkiye’yiz büyük düşünelim. Doğru büyük düşünelim, hayal kuralım, gerçekleştirelim, ama artık hayallerle yaşamayalım. Bu düzen siyaseti, bu açıklamalar günden güne çıkmaza sürüklüyor bizleri. “Nerede hata yaptık? Farklı şeyler tartışmamız konuşmamız gerekmez miydi?” diye sormadan edemiyorum.”
“Balık yemeyi değil, balık tutmayı öğreteceksin” derler ya, bırak balık yemeyi, balık tutacak yer dahi kalmamış…
Sil baştan!
Akyurt’ta, sağlık sorunları en baştan ele alınacak. Spor, eğitim tekrar gözden geçirilecek.
Büyükşehir Yasasıyla birlikte zaten bitme noktasına gelen tarım için bu zorlukları aşmak adına parlak fikirler gerekecek.
Sosyalleşme, kültürel faaliyetler, bireylerin yaşam içerisindeki bilgi ve becerilerini artırmaya yönelik projelerin başlatılması gerekecek.
Belki de övgüyle bahsedilen altyapı bile bir gün patlak verecek…
Kısacası, bu ilçeyi, bu şehri yeniden inşaa etmek durumundayız… Zaman ilerlese de hala çağın gereklerinin gerisindeyiz ve boş işlerle vakit harcamaya devam ediyoruz. Biz halkız, büyük düşünelim!
