Bakış açısı

featured
service

Su üzerinden sürdürülen tartışma bir süredir devam ediyor. Ankara’daki su indirimi beraberinde ise ‘yardım’ tartışmalarını getirdi. Hiç kimse ‘indirim’ kararını tartışmaya açmak istemez, vatandaşın cebini ilgilendiren herhangi bir konu olumlu karşılanabilir. Ancak bu içerisinde siyasi hamleleri barındırıyorsa işte o zaman bizlere fikir yürütülebilecek başka alanlar sunar.

Son günlerde ‘Cumhur ittifakı’ ile yönetilen bazı belediyelerde suya zam kararı belediye meclislerinde görüşülerek kabul edildi. Hepimiz özellikle son iki yıl içerisinde her alanda fiyatların nasıl artış gösterdiğini biliyoruz. Bir çok örnek sıralanabilir ancak kendi sektörümden örnek vermek gerekirse kağıt fiyatlarının son iki yıl içerisinde yaklaşık 4 katına çıktığını söylemek hiçte abartı olmaz.

Ancak beni telaşlandıran konu; İndirim, zam üzerinden süren gündem değil. Kararın hemen ardından ABB’nin yardımları keseceğini duyurması ile yaşanan sms savaşları, yardım alan aileler üzerinden yürütülen siyasi çalışmalar…

Ekonomik sorunların yığıldığı günümüzde, birilerinin zenginliğine zenginlik kattığını düşünürsek, yoksulluğun siyaset alanı haline dönüşmesi, kitlelerin ülke yönetimine bakışında, yorumlamasında, adalet, hukuk, eşitlik, özgürlük gibi alanlar yerine yardımlar üzerinden genel geçer not vermesi, üzerine kafa yormaya değmez mi?

Yardımlar bir tarafta, genel seçimler yaklaşırken EYT, devlete olan borçlarda yapılandırmalar, kredi kolaylıkları, bazı borçların silinmesi, asgari ücretin artırılması gibi konularda gündeme geliyor ve gelecektir.

Ülke insanının maddi gücünün, daha doğrusu yetersizliğinin, siyasetçilerin birincil manevra alanı olması, diğer toplumsal konuları neredeyse unutturuyor.
Ülkemizin gelişimi için Atatürk’ün ilkelerini referans olarak görmek bizim için yol gösterici olacaktır.

Bugün ekonomide alınan, açıklanan her türlü önlem, bilimi, fenni, toplumsal eşitliği, sanayileşmeyi beraberinde getirmediği sürece kısa vadeli önlemler olarak unutulup gidecektir. Ve büyüyen sorunlar beraberinde benzer gündemleri yeniden ortaya çıkaracaktır.

Özelleştirmeler, toprak satışları gibi Cumhuriyetin maddi değerlerini harcayarak geçen zamanda miras yiyenler olarak, gelecek kuşaklar hem bizleri sorumlu kılacak, hem de baş etmeye çalışacakları artan yükün altında kalacaklardır.

Bilime, sanata, eğitime önem vermeyen toplumlar başını kaldırıp dünyada neler olup bittiğini yorumlayamaz. Bizim derdimiz kışlık patates, soğan olmuşsa, ucuz yağ almak, beslenme birincil dertse, işte siyasette buna göre yolunu bulacaktır.

Siyaseti, ülke yönetimini yorumlarken gözlemleyeceğimiz diğer alanları da bulmak ve odaklanmak durumundayız. Bakış açımızı değiştirmek, ülkemiz ve geleceğimiz adına gerekli değil mi sizce?

Bakış açısı