Nasıl bir seçim?

featured
service

Yerel seçimlere 7 ay gibi kısa bir süre kaldı. AK Parti’de aday adaylığı başvuruları başlarken, CHP, İYİ Parti ve MHP’nin bu seçimlerde nasıl bir çalışma yürüteceği merak ediliyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiş olması, büyükşehirlerde olası MHP-AK Parti ittifakı, İyi Parti içerisindeki çatlak sesler ve Akyurt’ta CHP’nin seçimleri ciddiye almaması. Bu temel görüntü ile yerel seçimlere doğru ilerliyoruz, genel havanın yerelde nasıl ete, kemiğe bürüneceğini bir süre sonra ancak görebileceğiz. (Bir de bunlardan da önemlisi yaşamış olduğumuz ekonomik sorunların içerisinde halkın “Yine mi seçim var?” serzenişi.)

Ve sosyal medyadaki kısır tartışmalar. Seçim zamanı “Kimi destekliyorsunuz?”, “Kimin başkan olmasını istersiniz?” sorularına verilen yanıtlar. Biraz basite indirgeme aldanışı. Sanki tek bir kişi, tek başına Akyurt’u yönetecek! Kadroyu, vizyonu görmeden, düşünmeden, tartışmadan, anlamadan isimler üzerine odaklanmak.

Bilgisayar başında rahat bir şekilde yazılan yazıları eleştiriyorum. Bu seçimlerin nasıl bir ciddiyetle izlendiğinin yanısıra çeşitli nedenlerden dolayı adayların nasıl desteklendiğini göstermektedir. Seçimlerin ne kadar önemli olduğunu henüz tam olarak anlayabilmiş değiliz.

Geçmiş seçim dönemlerinde siyasetin arka plana itildiğine ve bir horoz dövüşü misali adayların sahaya sürüldüğüne birçok kez şahit olduk. -18 yıllık gazete arşivimizi referans alarak söylüyorum- Kimse partilerin ilkesinden, programından, yaptıklarından bahsetmedi. Şimdi ise geçmişe kıyasla partilerin birbirine daha çok benzediği, siyasi farklılıkların azaldığı bir dönemde yaşıyoruz. Partiler birbirleriyle ittifak kurabiliyor, ortak adaylar çıkarabiliyor, geçmişte zıtken bugün aynı şeyleri düşünebiliyor.

2009 seçimleri öncesi bir yazımdan alıntı: “Neymiş, bu bir yerel seçimmiş ve isimler önemliymiş… E adayların arkasında yer alan isimleri ve siyasi anlayışı görmezden mi geleceğiz? Herhangi bir yerleşim yerinde koltuğa oturan belediye başkanı tek başına mı yönetir ilçeyi? Siyasi kadroları tanımak istemeyecek miyiz? Seçim değerlendirmesi yaparken sadece isimler üzerinde durmak eksikliktir. “Nasıl bir başkan?” sorusunu sorarken bunları da düşünmek gerekir. Çubuk’ta AK Parti’den 12 aday adayı çıktı. Parti bir nebzede olsa 12 parçaya bölündü. İsimleri destekleyenler çıktı. Hiçkimsede “siz ne yapıyorsunuz, biz bir partiyiz, adayımızı açıklar seçim çalışmasını yürütürüz” demedi. Çoğu yerde aday adaylığı sürecinde adaylar zaten belliydi. Parti üyesi dahi olmayan isimler bile aday adaylığı başvurusu yapmadı mı?Daha önce de yazmıştım. Böylesi bir “hizmet sevdası” olamaz. Adı olsa olsa “koltuk sevdası” olur. Ve buna göz yuman siyasi partiler en büyük yanlışı yapar. Eğer gerçekten isim önemli olsaydı. İnsanlar parti değiştirmez, bugün bir başkasını destekleyen, bir diğer gün başka bir safa geçmezdi. 2004 yerel seçimleri ile bugünki yerel seçimleri karşılaştırdığımızda arka planda yer alan isimlerin nasıl bir konum içerisinde olduklarını çok rahat bir şekilde görebiliriz.”

O dönem, siyasi partiler arasındaki transferlere dikkat çekerek adayların ve ‘arka planda duranların’, ‘Güçlünün yanında yer alma’ hesabıyla hareket ettiğine dikkat çekmek istemiştim. Yani isimler üzerinden yürüyen saf tutum ile seçmenin “ilkesizliği” göremediğini/görmezden geldiğini dile getirmiştim.

Bugünü analiz ederken, geçmişi bilmek gerekir. 14 yıl öncesinden bahsediyorum, kısa bir yazıya 14 yılı sığdıramayız. O yüzden “Geçmişten bugüne Akyurt’ta seçimler yazısı” ve devamı ile sizleri geçmişe götürüyoruz. Başkan Ayantaş, bugün bazı şeyleri anlatırken ister istemez zorlanıyor. Ayantaş’ın başkan olduğu yaklaşık 15 yıllık sürede yapılanları ve yapılmayanları da görmeliyiz. Bizler 14 yıl öncesini yaşadık ve biliyoruz.

94 yılında 3 bin nüfusu olan Akyurt’ta Ufuk Gazetesi’ni ücretsiz dağıttığımızda “Bunu ne yapacağız?” sorusuna “Okuyacaksınız” cevabını birkaç kez vermek zorunda kaldığımı unutamam. İşte O eski Akyurt’tan bugüne gelirken, ben yaşım itibariyle 2000’den günümüze geçen zamanı sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

İlçemizin geçmişinin ve bugününün tartışıldığı ve gelecek vizyonunun somutlaşacağı bir seçim dönemi geçirmek dileğiyle…

Nasıl bir seçim?