Konfor çürütür!

featured
service

Yazımızın başlığı kıymetli Profesör Sinan Canan’ın ünlü bir konuşmasına atıfla atıldı. Okuyanların o konuşmayı da izlemesini öneririm.

İşlemeyen demir pas tutar.

Atalarımızın sözleri sayısız deneyimden süzülüp günümüze gelmiştir. Elbette zaman zaman birbiriyle çelişir gibi görünen sözlerde vardır ama hepsi birbirinden farklı tecrübelerin birer sonucudur.

Lise yıllarımda bulmaca çözmekten büyük keyif alırdım, her gazetenin bulmaca ekini hususiyetle alır çözebildiğim yere kadar giderdim. Kelime dağarcığıma çok büyük katkıları olduğunu söyleyebilirim. Geçenlerde elime basit sayılabilecek bir bulmacayı aldığımda soldan sağa, yukardan aşağı birçok kareyi boş bırakmak zorunda kaldım. Çünkü hem sayısız bildiğim kelimeyi uzun zamandır kullanmadığım için hafızam tozlu raflarına kaldırmış hem de yeni sayılabilecek kavram ve kişilere de uzaklaşmıştım. Orada anladım ki, bir süre kullanmadığınız her şey eski gücünü yitiriyor.

İşlemeyen demir pas tuttuğu gibi, işleyen demir de parıldar. Çokça yinelediğim gibi güçlenmek için mücadele etmek gerekir. Her türlü olumsuzluğu aşabilmek için insanoğlu onunla ancak mücadele etmelidir. Mücadelenin yöntemleri değişebilir ama varlığının değişeceğini sanmıyorum.

Şöyle düşünün, gündelik hayatınızda kendinizi saldığınız her konuda gerilediğinizi göreceksiniz. Dünya kas şampiyonu olsanız dahi birkaç ay bu konuda egzersiz yapmazsanız gevşemiş bir hale geleceksiniz. Büyük bir hatip olsanız bile birkaç yıl kadar herhangi bir yerde ezberinizdekileri tekrarlamazsanız araya başka kelimeler girecek ya da bazıları silinecektir.

İşte tam da bu durumda bizlerin önüne toplum olarak bir sorumluluk çıkıyor. Unutmamamız gereken hususlarda sosyal egzersizlere ihtiyaç duyuyoruz. Bir yerde haksızlık olduğunda haksızlığın geldiği yere göre tavır almaya başladığınızda; bir süre sonra haksızlığın varlığı da sizleri rahatsız etmemeye başlayacaktır. Günümüz insanı bu duruma mani olmalıdır.

Güçlendirmemiz gereken ya da hali hazırda güçlü olan yanlarımızı tespit etmeliyiz. Hep diri tutmamız gereken hasletlerimize dair sorumluluklarımızın bilincinde olarak gündelik yaşamımızı daha özenli hale getirmeliyiz.

Yapmaktan mutlu olduğumuz ama sonrasında bizi üzen kimi davranışlarınıza karşı bilinçli bir irade ile karşı koymalıyız. Kimilerinin tabiri ile ‘anda kalarak’ sürüklenmeden tavır takınmalıyız. Böylelikle bu ve benzeri nefsani ya da iç dünyamızla ilgili olgulara karşı da her seferinde daha güçlü bir davranış içinde oluruz.

Samuel Beckett’in en sevdiğim sözlerinden biri olan, ‘Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.’ Konunun özetidir.

Gerçekten güçlü bir iradeye sahip olabilmek için, yenile yenile hiç yenilmeyecek bir konuma gelmek gerekir. Bu durum hem kişisel hayatımız hem de toplumsal hayatımız için geçelidir. Önemsizleştirip kullanmaz hale getirdiğimiz her özelliğimiz bir süre sonra kullanılamaz hale gelecektir. Bu nedenle adalete olan inancımızı, dürüstlüğü, iyiliği ve paylaşmaya dönük özelliklerimizi hep diri tutmak dileğiyle…

Konfor çürütür!