Ciddi bir mesele…

featured
service

Sondaki cümlemi, en başa yazdım: “Yöntem bitti! Yöntem sandığa gidip, önüne sunulan tercihe oyunu kullanmak.”

Sonuçtan giriş kısmına;

Siyaset denilince birçoğunun aklına politikacıların sataşmaları gelir. Uzak durulması gereken bir yanılgıdır. Siyaset en temel anlamıyla “Devlet işlerini düzenleme ve yürütme işleri ile ilgili özel görüş veya anlayıştır.”

Ve bu anlayış, sadece politikacılara bırakılmayacak kadar değerlidir. Öyle ki, İtalyanca kökenli olan politikacı sözü “Yöntem ve bir amaca ulaşmak için kişinin karşısındakinin duygularını okşaması, nabza göre şerbet vermesi, zaafları kullanması” biçiminde ifade edilir. Ayrıca bu konuda ustalaşmıştır, bu özelliği ifade etmede sıfat olarak da kullanılır.

Zamanla “halkı oyalayanlar” sözüne denk gelen “politikacı” sözcüğü bir mesleği, bir rütbeyi temsil eder hale gelmiştir. Özünde ise halk tarafından temsil yetkisi verilenlerin mevki kaygısında olmaması gerekir. Siyasetin bu biçime bürünmesi, insanlığı ve bireyi ilgilendiren bir meseledir. Bireyi yücelten siyaset ise temsil amacına aykırıdır. Burada esas olan halkın temsili olmalıdır.

Charles De Gaulle “Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir.”

Charlie Chaplin “Sadece bir şey olarak kalıyorum, o da palyaço. Bu beni herhangi bir politikacıdan daha yüksek bir düzleme yerleştirir.”

Che Guevera “Ben kurtarıcı değilim, kurtarıcı diye bir şey yoktur. İnsanlar kendilerini kurtarır.”

***

Siyaset ve politikacı her ne kadar böyle bir olgu üzerinde şekillenmiş olsa da, bir yönetim biçimi olarak demokraside araç olarak var olmaya devam devam edecek. Önemli olan halkın siyasete yeterince dahil olarak, kelimenin özüne kavuşmasını sağlayacak bilince ulaşmasıdır.

Genel seçimler parti liderleri üzerinden yürürken, yerel de yerel yönetimlere talip olanların da bu etkinin yanında belirleyici olduğu/sayıldığı dönemleri yaşadık. Ancak bugün seçilmiş bir belediye başkanının dahi istifa ettirildiğini görebiliyoruz. Yerelde temel anlamıyla ifade etmek istediğimiz “siyaset” geleneksel halinden bile uzaklaşıyor. Ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

Bir seçim yaklaşıyor ve “seçme” sözünün bile değersizleştiği bir süreci yaşıyoruz. Siyaset büyük balık küçük balığı yutar misali tekelleşiyor. Daha düne kadar yerelde MHP’mi alır, AK Parti mi alır? CHP’nin, İYİ Parti’nin, BBP’nin adayı kim olacak? tartışmalarını yürütür ve en azından söz söyleyebilirken, bugün hiç bir şeyin tartışılmadığı, konuşulmadığı bir sürece tanıklık ediyoruz. Burada haliyle “doğru” da tek bir siyasi anlayışın  tekeline hapsediliyor.

İnsanlar politikacılardan bulamadıklarını, sosyal medyada arıyor. Sözünü “özgürce” dile getirerek, söz sahibi olduğunu düşünüyor. Zamanını bu kişilere “yüklenerek” geçiriyor. Kaldırım, yol, su, elektrik, kar, tipi, buzlanma gibi bir o kadar önemli ancak bir o kadar da basit sorunların içerisinde kaybolarak, sorunun özünden uzaklaşıyor. 

En yakınımızdaki yerel yönetimler tüm gücünü yitirmek üzere… Böyle bir durumda bu basit sorunları bile dile getirmek değersizleşiyor. Seçmenin, halkın, gücü elinde tutabilecek bilince ulaşması, daralan çemberin içerisinde yok olmasının önüne geçecektir. Sorun yerel yönetimler gibi görünse de temelinde politikacıların bizleri sürüklediği tek tip siyaset ve tek tip insan modelini kabullenmememiz gerekiyor.

Genel siyaset; Siyasi anlayış, ilkeler, yöntem, program ve disiplinden uzaklaştı, yerelde de yol, kaldırım, su vs. meselelerine kadar eridi. 

Yöntem bitti! Yöntem sandığa gidip, önüne sunulan tercihe oyunu kullanmak.

Ciddi bir mesele…