Akyurt’un Ufuk Sorunu

service
Hayali ve ideali olmayan bir köyden kasabaya dönen Akyurt ilçemiz Ankara’dan öte bir ideali bulunmamaktadır.Bu köy/kasabaya ileriye dönük ufuk çizebilecek bir yapılanmanın da, ortaya konulamadığı bir gerçek.Akyurt’un tepeden tırnağa bir ufuk sorunu var. Kronikleşen bu ufuksuzluk, nasıl da kök salmış anlaşılır gibi değil. Bu hantal tekdüzelik, nasıl da kaderleştirilmiş kabul edilebilir değil!..Nasıl olmuş veya ne edilmişse, Akyurt tuhaf bir ufuksuzluk sarmalı içerisine hapsedilmiş. Bütün bir yaşam algısı, kendi dar çevresi için küçük kazanım elde etme hali, bu kasabayı köy zihniyeti dışına çıkaramamaktadır.Bu şehrin insanı son otuz yıldır, çocukları için küçük memuriyet haricinde büyük bir şey planlamamıştır. Onu da başaramamıştır. Böyle dar sarmalda kendini konumlandıran bir şehrin sakinlerinin, yaşamsal duruşunda içinden gelen bir derinliğinin olması mümkün mü?Böyle bir hayat algısının, yönetimsel kabiliyeti de elbette geniş açılı olamaz. İçimizden çıkan nice yöneticinin, şehrin geleceğine dair büyük bir ufuk çizememesinde, var olan genel anlayıştan işaretler taşımasının elbette büyük payı vardır.Bu değerini yitirmiş gidişatın, büyük hayal kurma arzusunu da sekteye uğrattığı aşikar. Oysa bu şehir sakinlerinin, şehirleri adına büyük bir hayal kurma zorunluluğu vardır. Yıllardır devam eden küçük düşünme yavanlığı, daha da katmerleşmeden, yeni bir ufuk aşkına tutulmak vazgeçilecek birşey değildir.Lakin Akyurt’un, irdelenmesi gereken hantal bir zihniyet sorunu hala ortada duruyor. Bu anlayış aşılmadığı müddetçe, daha çok heder edecek geleceğimizi.?Yeniliği içselleştirmede gösterdiğimiz yavanlık, on yıllardır oluşmuş ezberimizin de, devamını sürdürecek maalesef. Akyurt’un acilen bir zihniyet değişimine ihtiyacı var sevgili okurlar. Tepeden tırnağa bütün yanlış algıları silecek ve yeniden, bu kadim şehrin değerler silsilesini yorumlayacak bir değişime ihtiyaç var.Akyurt’u her anlamda, modern bir geleceğe yönlendirmek zorundayız. Var olan ufuksuzluğu kırmanın zamanı gelmedi mi artık?.. Kendini yetiştirmiş, donanımlı, dünyayı okuyabilen insanların ötekileştirilip bir kenara atılmalarına daha ne kadar kayıtsız kalacağız?Bu şehrin çocuklarının, yarınlara yöneliş adımlarını bereleyecek nice ayak bağı bertaraf edilmeden, ileri ki zamanlar kurgulanamaz elbet. Var olan onca beceriksiz vasıfsız insana ilaveten, yetenekli insanlarda az değil.Kıyıya köşeye, yeteneğinden dolayı itilmiş onca insan, bu şehrin kaderini değiştirebilir. Yeter ki egoları azıcık bir kenara bırakarak, kendini yetiştirmiş insanların önünü açalım.Yetenekli insanların önleri açılıp, onların denizleri özleyen ırmak çağıltıları harekete geçtiği zaman, işte o vakit Akyurt’un dirilişi gerçekleşecektir. Düşünelim,bir daha düşünelim.
Akyurt’un Ufuk Sorunu