Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevi’nde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti. Ziyarette Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, şehir plancısı Tayfun Kahraman, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ve Reform Vakfı Direktörü Mehmet Ali Çalışkan da yer aldı.
Ekrem İmamoğlu’nun X sosyal medya hesabının kapatılmasına ilişkin konuşan CHP lideri Özel, “Şu anda darbenin dijital ayağıyla, dijital darbe evresiyle karşı karşıyayız. Tarihimizde Ekrem İmamoğlu’ndan bir başka siyasetçi yoktur ki adaylığı engellenmek için bu kadar hukuk çiğnensin, bu kadar zulüm görsün, bu kadar saldırıya uğrasın” dedi.

“Ümit Özdağ’ın Durumu Endişe Verici”
Ziyaret kapsamında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’la da görüşmeyi planladığını söyleyen Özel, Özdağ’ın sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırıldığını ifade etti. “Adeta Mussolini tarzı bir ön infaz yöntemiyle yapılan tutukluluk hali hem hukuka hem sağlığa zarar veriyor” diyen Özel, haksız tutuklulukların son bulması gerektiğini vurguladı.
“Tutukluluk Ceza Haline Getirildi”
Özel, Türkiye’de tutuksuz yargılamanın istisna değil, artık şaşırtıcı bir durum olarak görülmesini eleştirdi. Özel, “Ekrem Başkan ve İBB dosyası özelinde de net olarak söylüyoruz ki bu tutuklama sırasında zaten soruşturma evresinin gizli olması gerekirken, zaten gizlilik kararları varken, hem soruşturmanın gizliliği bizatihi savcılık makamınca ihlal ediliyor. Yüzlerce, binlerce kanıt ortalıkta. Hem de hiç sorulmayan sorular, sorulmuş gibi, böyle iddialar varmış gibi servis ediliyor. Bunların her birisine, sorulanlara en net cevaplar verildi. Bir tane kanıt da bulunamadı. Ama yanıtlarda kanıt var. Buradaki özgüvenimiz ve iddiamız şudur: Biz bu davanın TRT ve isteyen bütün televizyonlar tarafından canlı yayınlanmasını, hem atılan iftiranın hem verilen cevabın millet tarafından duyulmasını talep ediyoruz. Bunu ifade etmek isterim.” dedi.
“Dijital Darbe ile Hesabı Kapatıldı”
CHP Lideri, İmamoğlu’nun X (eski adıyla Twitter) hesabına erişimin engellenmesini “dijital darbe” olarak nitelendirdi. Özel, “Şu anda darbenin dijital ayağıyla, dijital darbe evresiyle karşı karşıyayız. Şu anda yine soruşturmayı yürütenler, yaptıkları başvuruyla, asliye hukuk mahkemesinden aldıkları bir kararla, darbenin dijital ayağını hayata geçirerek, Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Twitter diye geçmiş dönemde ifade ettiğimiz, yeni ismiyle X hesabını kapatarak onunla mücadele etmeye çalışıyorlar. Herhalde dünya siyaset tarihinde rakibinden korktuğu için, rakibini saf dışı bırakmak için, devleti, hukuku, elindeki gücü bu kadar haksızca kullanan ve hukuk devletini ayaklar altına alan bir başkası yoktur. Tarihimizde Ekrem İmamoğlu’ndan bir başka siyasetçi yoktur ki adaylığı engellenmek için bu kadar hukuk çiğnensin, bu kadar zulüm görsün, bu kadar saldırıya uğrasın. Hiç şüphe yok, iktidar bu yaptıklarını yaparken, ilk önce hepimize, bütün dünyaya ve Ekrem İmamoğlu’na gücünü gösteriyordu. Kendine güveniyordu, gücünü gösteriyordu. Güç gösterme evresinde gözaltına almalar, dört gün gözaltında tutmalar, terörden ve yolsuzluktan yargılamalar, buradan tutuklama yapma, cezaevine koyma filan…” şeklinde konuştu.

“X Hesabını Kapatmak Anayasaya Aykırı”
Özgür Özel, İmamoğlu’nun “Milletime sesleniyorum. Şikayetçi olun, susmayın, sesinizi yükseltin” mesajının “suça teşvik” sayılarak erişim engeli getirilmesini sert dille eleştirdi. Özel, ” Ekrem İmamoğlu’nun hesabından yapılan paylaşımları kendinin yapmaması nedeniyle, söz konusu paylaşımların kamu düzenine zarar verebileceğinden mütevellit hesabının erişime engellenmesine, tutukluğu boyunca tedbiren karar verildi.’ Bakın tutuklu olmasa kullanabilir diyor. Tutuklu değilken başkası kullanıyor diyor ve bu kamu düzenine zarar verebilir diyor. Vermiş değil, ‘Verebilir’ diyor. Ve bu paylaşımı da alenen tahrik suçu, halkı suç işlemeye alenen tahrik suçu… Şimdi o ifadeyi okuyorum arkadaşlar, diyor ki; ‘Milletime sesleniyorum. Bu bir avuç muhteris hem millete hem devlete büyük zarar veriyorlar. Şikayetçi olun. Susmayın, sesinizi yükseltin.’ Suça alenen tahrik. Bakın Anayasa’nın askıda olduğunun itirafıdır bu. Suça alenen tahrik.. ‘Şikayetçi olun.’ Şikayet etme hakkı Anayasa’daki, dilekçe hakkı, suç duyurusunda bulunma hakkı. ‘Susmayın’, ifade özgürlüğü. ‘Sesinizi yükseltin’, tepki ve protesto hakkı. Bir başkasının özgürlüğüne engel olmadan, kamu düzenini bozmadan her vatandaş önceden izin almadan tepkisini gösterebilir, yürüyüş yapabilir. Şimdi bunlar Anayasa’yı askıya aldıkları için bu darbeciler, ‘Şikayetçi olun. Susmayın, sesinizi yükseltin’i vatandaşı suç işlemeye alenen tahrik olarak görüp, bu da sürebilir diye X hesabını kapatıyorlar” diye konuştu.
“#İmamoğluHerYerde” Kampanyası Başlıyor
Özgür Özel, Mansur Yavaş’ın sosyal medya dayanışmasını takdir ederek, şunları söyledi:
““Şimdi biz buradan sonra ne yapacağız? Bir kere Sayın Ekrem İmamoğlu öncelikle Sayın Mansur Yavaş’ın ‘Bundan sonra bir hesabım, Ekrem Bey’e aittir’ jestine, dayanışmasına büyük bir memnuniyetle teşekkür ediyor. Ardından bu tip açıklamalar yapan herkese teşekkür ediyor. Bunun Cumhuriyet Halk Partisi tarafından ve bütün Cumhuriyet Halk Partililer ve bütün vatandaşlar, kendilerini sevenler açısından büyük bir dayanışma ile sürdürülmesini talep ediyor. Ben kendisinin ilk mesajını ve bundan sonraki mesajlarını ‘#İmamoğluHerYerde’ hashtag’i ile birazdan paylaşacağız, Mansur Başkan aynı hashtag’le o hesaptan paylaşacak. Ardından bütün sevenlerinin, destekleyenlerin bu yapılan dijital darbeye direnmek isteyen herkesin bu mesajı ve bundan sonraki mesajları hem retweet ederek hem de bu mesajı kendileri de ‘#İmamoğluHerYerde’ hashtag’ı ile paylaşarak çoğaltmalarını, bu karartmayı, kuşatmayı hep birlikte aşmalarını talep ediyoruz. Ayrıca Sayın Ekrem İmamoğlu’nun bir uluslararası hesabı var. (@imamoglu_int) Bundan sonra o hesabı ana hesap olarak kullanacak. O hesabı da birazdan aynı aynı tweet’in içinde duyuracağız. Ekrem Başkan adına dayanışma göstermek isteyen herkesin bu hashtag ile mesajı paylaşıp, ayrıca İmamoğlu’nun diğer hesabını, uluslararası kullandığı hesabını takibe almalarını, hızla takip etmelerini ve Sayın İmamoğlu’nun paylaşımlarını oradan devam ettireceğini bilmelerini arzu ediyoruz.”

“İktidar Panik Evresinde”
“Gerçekten biz artık utanıyoruz. İktidarın önce güç evresi, sonra şok evresi, sonra el yükselterek yeniden saldırı evresi, şimdi içinde bulunduğu panik evresinden sonra artık idrak evresine geçeceği günleri bekliyoruz. Paniğin sonu idraktir. Şu an panik halinde ne yaptıklarını bilmiyorlar. Ama idrak edecekler ki bu yaptıkları evet Ekrem Bey’e zulüm, evet bizlere zulüm, evet muhalefete zulüm. Ama bu ülkeye de yazıktır. Kendilerine de bir faydası yok. Bakın her gün gelen yeni anket benim için bir öncekinden iyi. Ama Türkiye için gidişat iyi değil arkadaşlar. Yoksa bu süreçte Ekrem Bey’e olan destek artıyor, partimize olan destek artıyor, muhalefetin tezlerine destek artıyor. İktidarın sözleri yalan olarak kabul ediliyor, iftira olarak kabul ediliyor. Dört kişiden biri bu iftiralara inanıyor. O da gittikçe azalıyor. Ama yapılan şu: Bu yalanları sen savcı eliyle, başsavcı eliyle yaparsan; bu iftiraları atarsan, sonra da ispatlayamazsan, 50 gündür iddianame yazamazsan; saldıra, saldıra geldiğin yerde mağduriyet, mağduriyet, mağduriyet varsa; artık ilk başta buna inanlarda da mahcubiyet varsa; yarın bu savcılar doğru bir şey iddia ettiğinde yalancı çoban misali, bu devlete kim inanacak kardeşim? Yüzde 20’ye düşürdünüz adalete güveni. Bu vakitten sonra bu devlet düzeni nasıl dikiş tutacak? O yüzden çaresi yok, bir sandık konulacak. Millet gelecek, bundan sonrasına kararı verecek. Yeni gelenler de yeniden hukuku ve devleti inşa edecek. Başka çaresi yok bunun. Bu yaptığınız bu devlete büyük kötülüktür, bu ülkeye büyük kötülüktür, Bu ülkenin geleceğini heba etmektir. Biz her darbeye direndiğimiz gibi yüksek bir moralle, büyük bir inançla, çoğunluk enerjisinin verdiği güçle bu dijital darbeye de direniriz. Püskürtürüz. Kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü ahlaki üstünlük neredeyse, psikolojik üstünlük oradadır. Psikolojik üstünlük neredeyse, çoğunluk enerjisi oradadır. Dün ne kadar çok olduğumuzu ve o Beyazıt Meydanı’nın enerjisini görmediniz mi? Çoğunluk bizde, çoğunluk enerjisi bizde. Size tasa ve panik düşüyor. Panikten sonra sıra idrake geliyor. Ümit ediyorum idrak edeceksiniz. O zaman konuşmaya başlayacağız. O zaman Türkiye için de sizin için de bir çıkış yolu bulacağız.”
“Şu anda iktidarın sırtında bir yük var”
“Açılan soruşturmayı takip edeceğiz. Ben açık açık söyleyeyim. İlk gün de söyledim. Bir saldırı olmuş, bir katil bana vurmuş. Bunu iktidarın sırtına yük etmek, en kolay iş o anda. En kolay. En kolay onu yapabilirsin. ‘Bu yaptı, ortakları yaptı şu yaptı, bu yaptı.’ Biz siyaset yapıyoruz, sözle yapılıyor. Hepsi birden açıklıyor. Hem partinin Genel Başkanı, hem Sözcüsü… Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı. Bir partinin Genel Başkanının adını anmamak, partinin adını anmamak, o partide anmadığınız ismin sahibine değil, o partiye oy verenlere, gönül verenlere, o partinin kurucusuna saygısızlıktır. Biz öyle bir iş yapmayız. Yapanlar oluyor arada. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Sayın Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı bir açıklama yaptı. ‘Ne gerekiyorsa yapılacak’ diye. Ben de dedim ki ‘Hiçbir partiyi bu saldırıdan sorumlu tutmuyorum’ diye. Şimdi o an diyebilirsiniz ‘Sen yaptın da oldu.’ Ben bunu yapacak siyasetçi değilim. Ama şu anda iktidarın sırtında bir yük var. Bu saldırganın ilişkilerini ortaya çıkarmak. Katiller koğuşunda yatmış, koğuş arkadaşlarıyla irtibatı sürüyor. O arkadaşlarına birileri Ekrem İmamoğlu’na suikast görevi veriyor, bunu biliyor. Gidiyor, söylüyor. Ve bu adam en azından takip edilmiyor. Telefonları dinlemeye alınmıyor. Bütün arkadaşlarımızın alınıyor, herkesin alınıyor. Telefonu dinlenmiyor, fiziki takip yapılmıyor.”
“Sinan Ateş cinayeti protokolü uygulatanlar var”
“Sinan Ateş cinayeti protokolü uygulatanlar var. ‘Özgür Özel’e taziye yapmayın.’ Taziye tweeti atan önceki dönem milletvekiline telefon açıp, ‘Kaldır bunu’ diyecek kadar. Arkadaşlar istisnası; Erkan Akçay, 25 yıllık dostum. Canlı yayında öğrenip tepki göstermiş. Telefon açmış. Ben döndüğümde de en iyi dileklerini söyledi. Ona haksızlık etmem. Onun da sosyal medya hesabında yok. Yasağa o da uymuş. Ama kendi ağzıyla bu taziyeyi vermiş. Onun dışında insani en iyi ilişkiler içinde olduklarım, taziyelerine gittiklerim, cenazelerine katıldıklarım, yakınlarının, iyi gününde – kötü gününde birlikte olduklarım, kimler kimler… Bir kişi bir paylaşım yapamıyor, yapana engel oluyorlar. İnanmayan dönsün ve baksın. Tarayın bir bakın. Şimdi ben buradan bir suç yüklemem kimseye. Ama ben bunu hak etmedim. İnsan olarak, 14 yıldır siyasetçi Özgür Özel olarak, Manisa’da bildiğim bir MHP’linin, bir ülkücünün haberdar olup da cenazesine yetişmediysem, taziyesine gitmediğim, taziyesine gitmediysem telefon açmadığım bilip de yoktur. Meclis’te yoktur. Bu görüntü üzerinden ben tutup da ‘Senin irtibatın mı var şunla?’ demem. O ben değilim. Ama bunu hak eden de ben değilim. Kişi bana ağzına geleni söylemiş, hakaretler etmiş, tehditler etmiş. Evladını kaybetmiş, taziyemizi vermişiz, Genel Başkanımızı evine götürmüşüz. Dönmüş demişiz ki, ‘Efendi bu arkadaşlarla biz neler neler yaptık. Bak şunlardan kimse gelmiyor. Geldi, insanlık dersi aldık’ demiş. O kişi bile bir telefona korkuyor, bir telefona. Oysa bize neler neler yaptığında biz koştuk onun cenazesine de evine Genel Başkanımızı götürdük, telefon açtık. Taziye verdik, ilgilendik.”
“Bu yumrukla Özgür’e ayar veremediğin gibi bu millete de veremezsin”
“Bu yüzden yahu siyaset, siyaset kardeşim. Savaşta mıyız, siyasette miyiz ya? Size oy verenler savaş mı istiyor, hizmet mi istiyor? Yani gerçekten savaşta bazen durulur, taraflar durur. Cenazeler alınır, dualar okunur. Bir durulur ya. Hiç alakasız bir yerde, hiç olmayacak işlere kalkışan sen bunları yapıyorsun diye ben ürker miyim? En alasını yolla. Bütün koğuşu yolla. Bir canımı alacaksın. Ben bir canımı vereceğim. Bak o zaman Türkiye’de neler olacak, bu adaletsiz düzen nasıl değişecek? Sadece gidişinizi hızlandırırsınız, beni ortadan kaldırarak. Sadece gidişlerini hızlandırırlar. Ben kalırsam, siyasi mücadele ile gidecekler. Bana bir şey olursa, benim siyasetime ihtiyaç olmadan milletin vicdanıyla gidecekler. Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının alınmasına 40 günde 800 bin sana oy veren kişi Ekrem Bey’e oy verip, destek verdi. Bu milletin vicdanında bir terazi var. Bunlarla sen bu millete ayar verebilir misin? Bu yumrukla Özgür’e ayar veremediğin gibi bu millete de veremezsin. Ne hapse atarak, ne mezara koyarak. O yüzden boş işlerle uğraşıyorlar.”