DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gerçekleşen Merkez Bankası bilgilendirme toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Toplantıya Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın sunumu damga vururken, Kısacık ekonomi politikalarındaki tutarsızlıkları ve siyasi istikrarsızlığın ekonomi üzerindeki etkilerini sert sözlerle eleştirdi.
Kısacık, 2021 yılında başlayan irrasyonel ekonomi politikalarının Türkiye ekonomisini derinden sarstığını belirterek, “Kur korumalı mevduat garabetini yaşadık, ekonomimiz büyük yara aldı, halkımız çok büyük bedeller ödedi” dedi. Ekonomide yaşanan buhranların sadece parasal politikalarla açıklanamayacağını vurgulayan Kısacık, esas sorunun siyasetteki öngörülemezlik olduğunu söyledi.
“Siyaseti rasyonel zemine taşımadıkça ne maliye politikaları ne para politikaları etkili olabilir” diyen Kısacık, Türkiye’de demokratik istikrarın sağlanmadan Merkez Bankası’nın başarılı olmasının mümkün olmadığını ifade etti.
“Merkez Bankası zor bir siyasi iklimde görev yapıyor”
Konuşmasında Türkiye’deki siyasi baskı ortamına da dikkat çeken Kısacık, “İktidarı eleştiren sözler söylediği için hakkında soruşturma açılan veya tutuklama talebi olan iş adamları, dernek başkanları ve gazetecilerin olduğu; belediye başkanlarının tutuklama talebiyle gözaltına alındığı ve yerlerine kayyum atandığı, siyasi parti liderlerinin tutuklandığı bir ülkede işinizi yapmanız, para politikası yürütmeniz ve ekonominin geleceği adına tahminde bulunmanız çok zor. Merkez Bankası zor bir siyasi iklimde görev yapıyor. Allah yardımcınız olsun” diyerek Merkez Bankası yetkililerine iyi niyet temennisinde bulundu.
“19 Mart süreciyle döviz rezervleri bir haftada eridi”
Siyasi gelişmelerin ekonomi üzerindeki etkisine örnek olarak 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan süreci gösteren Kısacık, yaşanan krizin Merkez Bankası rezervlerine büyük darbe vurduğunu belirtti.
“Halkımızın ağır fedakarlıklara katlanmasıyla büyük ekonomik bedeller ödeyerek, Merkez Bankamızın binbir güçlükle, emek emek, iki yıldır biriktirdiği döviz rezervi, 19 Mart süreciyle bir haftada tüketildi” diyen Kısacık, siyasi belirsizliğin yatırımcı güvenini yok ettiğini, borsada sert düşüşler yaşandığını ve büyük şirketlerin varlıklarını elden çıkarmaya başladığını söyledi.
“Ali Babacan dönemindeki şeffaflık bitti”
Kısacık, konuşmasının devamında Merkez Bankası’nın kur müdahalelerinde şeffaflık ilkesini terk ettiğini ve bunun kamu güvenini zedelediğini ifade etti. Başkan Fatih Karahan’a seslenen Kısacık, “Merkez Bankası’nın alım ve satım yoluyla kura müdahalesi neden şeffaf bir şekilde paylaşılmıyor? Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın ekonomi yönetiminin başında olduğu yıllarda Merkez Bankası’nın dövize müdahalelerini, internet üzerinden kolaylıkla takip edebiliyorduk” sözleriyle eski dönemdeki uygulamalara dikkat çekti.
Aynı eleştiriyi TÜİK için de dile getiren Kısacık, kurumun enflasyon sepetindeki fiyatları açıklamamasını eleştirerek, “Bu anlamda iş dünyası, sanayici, esnaf, çiftçi ve milletimiz TÜİK’in verilerini güvenilir bulmuyor ve başka kurumların enflasyon verileri referans alınıyor. Bu durum Merkez Bankası ve TÜİK’e yakışmıyor” dedi.