MHP İlçe Başkanı Ünür, darbe gecesi Akyurt’ta yaşananları anlattı

service

MHP Akyurt İlçe Başkanı Selami Ünür darbe gecesi Akyurt’ta yaşananları anlattı. Ünür, “İlçe binamızda arkadaşlarımızla bir araya geldik, AKP ilçe yöneticileri ile görüştük…”

AKP İLÇE BAŞKANI ve BELEDİYE BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜK15 Temmuz 2016 Cuma günü FETÖ tarafından gerçekleştirilmesi planlanan darbe kalkışması ile ilgili olarak MHP Akyurt İlçe Başkanı Selami Ünür açıklamalarda bulundu. Ünür “Sayın Genel Başkanımızın medyada yer alan açıklamaları emir kabul edilerek saat 23.30 sularında İlçe binamıza arkadaşlarımızla birlikte gidilerek moda tabirle ışıklar yakılmış ve hemen akabinde AKP Akyurt İlçe Başkanlığına geçilerek Belediye Başkanı ve  İlçe  Başkanı ile görüşülmüş, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne olan inanç ve dileklerimiz ifade edilerek darbe girişimine karşı olduğumuz beyan edilmiştir” dedi.  Ünür, Belediye Başkanı ve AKP İlçe Yöneticilerinin ise görüşmelerinin ardından havalimanına geçtiklerini aktardı.“EMNİYET ve JANDARMADAN BİLGİ ALDIK”MHP Akyurt İlçe Başkanı Ünür, MHP’li Blediye Meclis Üyeleri Yavuz Kök ve Bünyamin Türkcan’la birlikte çarşı merkezi, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Jandarma Komutanlığı ‘na gidilerek durum tespiti yapıldığını ifade etti. Ünür “Saat 00.30 sularında Partimiz Belediye Meclis Üyeleri Yavuz Kök ve Bünyamin Türkcan’la birlikte çarşı merkezi, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Jandarma Komutanlığı’na gidilerek durumun normal olduğu, bu kanlı kalkışmanın, Ülkücü hareket başta olmak üzere milletimizin çok büyük çoğunluğunun ve güvenlik güçlerimizin fevkalade çabası ile bertaraf edilerek akamete uğradığı, dolayısıyla İlçemiz dahilinde böyle bir kalkışma girişiminln olmayacağı, olamayacağı görüşü hakim olmuştur. Yine İlçemiz çarşı merkezinde arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz değerlendirme neticesi, sabaha karşı saat 03.30 gibi evlerimize gidilmesi kararı alınmıştır.“ŞANLI BİR ŞEKİLDE ÖNLENDİ”Olayların normale dönmesi, devlet otoritesinin tesisi, milletimizin engin feraseti, güvenlik kuvvetlerimizin olağanüstü çabası bu kanlı kalkışma girişimini şanlı bir şekilde önlemiştir. Tabii olarak, her olağanüstü girişim ve olaylar silsilesinin yarattığı bir kahraman vardır, görüşüm belli olmakla birlikte bu dönem kahramanını tarihe bırakarak, Vatan, Millet, Bayrak, Devlet ve Demokrasi uğruna can veren Asker, Polis, Sivil Vatandaş olmak üzere aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar, yaralılarımıza şifalar diliyorum. Bir daha böylesine acı olaylar yaşamamızı temenni ediyorum. Böylesine canavarlaşabilen, bağrından çıktığı millete ve ayrılmaz bir parçası olan güvenlik güçlerimize ateş edebilme, bomba atabilme cesaret ve cehaletini bu kadar acımasızca nasıl kullanabildiklerinin analizi ve teşhisinin yapılması ve sağduyulu milletimizin bilgilerine sunulması gerektiğine olan inancımı belirtmek isterim. “Biz demiştik, söylemiştik, başından beri bu tip legal görünümlü illegal yapılanmalara karşıyız, karşı olacağız, ya da aksi ifade ile “ne istediler de vermedik” gibi polemiklere girmeden bu kanlı örgütün kuruluş ve bugünlere nasıl geldiğini kısaca açıklamak isterim.“GÜLEN YILLARDIR ÖRGÜTLENİYOR”Fethullah Gülen, İzmir Kestanepazarı’nda idol haline gelmeye başlamış, ismi hızla yayılıp sohbet ve vaazlarını kaçırmayan çoğunluğu ticaretle uğraşan bir topluluk oluşmuştu, çevre il ve ilçelerden kendisini dinlemeye gelenler vardı. Bunu fırsata çevirmeye ve düşüncelerini hayata geçirmeye karar verdiği anlaşılan bu zat, insanları öğrenci yurdu kurmaları konusunda telkin ve teşvik etmeye başlamış ve günümüzde “ışık evleri” olarak tabir edilen cemaat evlerinin ilki, 1970’lerin başında kurulmuş, akabinde yenileri açılarak sistem 1980’lerin başında Yamanlar Koleji’ne dönüşmüş ve yurt genelinde siyasi iktidarların desteği ile okul, kolej, dershane adı altında örgütlenmesini büyük bir hızla tamamlama aşamasına bilerek ve isteyerek getirilmiştir.  Bu ötgütlenmeden rahatsızlık duyan devletin çeşitli kademelerinde hazırlanan rapor ve bilgi notları görmezden gelinerek sümen altı edilmiş, raporu hazırlayan ve üst makamlara sunan devlet görevlileri çeşitli kumpas ve entrikalarla itibarsızlaştırılarak hem görevlerinden olmuşlar, mahkeme mahkeme gezdirilmek suretiyle de yerlerine atananlara gözdağı verilerek etkisizleştirilmeleri sağlanmıştır. Layıkıyla görev yapan, yapmaya çalışan kamu görevlilerini tenzih ediyorum. Sonraki aşamalarda ise elde ettikleri maddi imkan ve bağışlarla varoluş gayelerine uygun olarak önce evlerini,bakkalları ayırdılar. Ticaretle uğraşan mensupları, yaratılan aidiyet ve algı gereği kendi toptancılarından alışveriş etti. Güçlenen mali yapı sonucu yurtlarını, okullarını, dersanelerini ayırdılar. Maddi boyutun daha da güçlenmesi sonucu finans kurumlarını ayırdılar, faizsiz katılım ve kar payı adı altında  kendi banka-finans sistemlerini yüceltip, kalanını kötülediler. İşdünyasını ayırıp kendi kuruluşlarını yarattılar.“DEVASA MADDİYATLARA ULAŞTILAR”Hayır kurumlarını bile ayırarak, çıkarlarına hizmet etmeyenleri yarattıkları algı ve bilgi kirliliği ile en iyi yaptıklarını iş olan itibarsızlaştırma yöntemi ile milletimlz nezdinde küçük düşürdüler. Yalan ve yanlış haberlerle alçakça iftira atmaktan çekinmediler. Bunun sonucu kurban derilerimizi bile ayırdılar. Kurdukları derneklere siyasi iktidarların himayesi ile kamu yararına dernek statüsü verilerek izinsiz ve sorunsuz bağış toplamalarının önü açıldı. Sonrasında gazetelerini, televizyonlarını ayırıp, öbürlerini almayın, izlemeyin dediler. Devasa maddiyata kavuşup, devletin her kademesine sızma işlemi tamamlandıktan sonra kullandıkları teşvik, imar değişiklikleri, devlet imkanları ile turizm sektörüne girip otellerini ayırdılar, haremlik-selamlık işletmeler kurdular. Aziz Milletimin çok büyük bir çoğunluğunu tenzih ederek söylüyorum (lütfen üzerlerine alınmasınlar) yaratılan imkanlar sonucu oluşan göbeğini kaşıyan, sonradan görme terör örgütü destekçisi ve mensuplarının ortaya çıkışları da bu zamana denk gelmektedir.  Böyle böyle, bugüne geldiler. Vardıkları yer neresi ? Emin olun 15 Temmuz 2016 itibariyle de artık birbirlerini ayıracaklar, ayırmak zorundalar. Çünkü bu zihniyetin varoluş gayesi gereği “başkalarıyla birlikte yaşama kültürü” yok. Bu zihniyet için saçına türban takman, camiye gitmen, oruç tutmak ölçü değildir. Kendilerinden değilsen, onlar gibi düşünmüyor, amaca hizmet etmiyorsan ayrısın. Bu ifadem tüm cemaat, tarikat, oluşum, teşekküller için geçerlidir.  1960’ların sonunda ki kuruluş, varoluş yıllarında neredeyseler 15 Temmuz  2016’da orada olduklarını düşünüyorum. Tabi sarsılmaz bir irade ile mücadele edilir, başları bir daha kendisine gelemeyecek derecede ezilir, böylesine oluşumlara sizden, bizden anlayışı ile göz yumulup izin verilmezse. Neden mi? Hayata bakışları ayırma-ayrılma, ötekileştirme-kutuplaşma, yoketme-yaşatmama üzerine kurulu da ondan…“BAYRAK MÜCADELESİNİN BİR NEFERİ OLARAK…”Bir daha böylesine karanlık gün ve gecelerin yaşanmaması dileğiyle, demokrasi ve vatan uğruna en kıymetli varlıkları olan canlarını veren aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Aziz milletimize başta mensubu bulunduğum Ülkücü hareket olmak üzere teşekkürlerimi sunuyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, merhum Başbuğ’um Alparslan Türkeş ve partim Milliyetçi Hareket’in demokrasi, insan hak ve hürriyetleri, hukukun üstünlüğü temel olmak üzere cumhuriyet, vatan, millet, ezan, bayrak mücadelesinin bir neferi olarak mücadelemize devam edeceğimizi bir kez de sizlerin vasıtasıyla beyan ediyorum” şeklinde konuştu.
MHP İlçe Başkanı Ünür, darbe gecesi Akyurt’ta yaşananları anlattı