6 Mayıs Dünya Astım Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Alerjisi Bölümü’nden Prof. Dr. Ersoy Civelek, çocukluk çağı astımının belirtileri ve korunma yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi. Özellikle çocuklarda sık karşılaşılan bu kronik hastalık, zamanında fark edilmediğinde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebiliyor.
Astım, solunum yollarının iltihaplanması ve kasların kasılmasıyla ortaya çıkan, kronik bir akciğer hastalığı olarak biliniyor. Çocukluk döneminde polen, enfeksiyonlar ya da soğuk algınlığı gibi çevresel etkenlerle tetiklenebilen hastalık, çoğu zaman başka hastalıklarla karıştırılabiliyor. Prof. Dr. Ersoy Civelek, astımın özellikle genetik yatkınlık, besin alerjisi, atopik dermatit ve sigara dumanına maruziyet gibi etkenlerle daha sık görüldüğünü belirtiyor.
İşte çocuklarda astımın 6 önemli belirtisi:
- Gündüz öksürükleri
- Gece öksürükleri
- Eforla başlayan öksürük
- Hırıltı
- Göğüs ağrısı
- Nefes darlığı
Bu belirtiler başka hastalıklarla da karıştırılabileceğinden, doğru tanı için dikkatli bir değerlendirme şart. “Bu belirtilere sahip olan hastalarda başka hastalıkların olmadığı ispatlanır ve hasta özellikle nefes açıcı ilaçlardan fayda görürse astım tanısı daha doğru bir şekilde konur,” diyen Prof. Dr. Civelek, erken teşhisin önemine dikkat çekiyor.
Astım, 6. aydan sonra başlayabilir
Astımın ilk belirtileri genellikle bebeklik döneminden itibaren ortaya çıkabiliyor. Ancak tek bir şikâyetle hemen astım tanısı koymak yerine, belirtilerin tekrarlayıcı olup olmadığına bakmak gerekiyor. Bu dönemde hekimlerin sıkça “Okul öncesi astım” veya “Hırıltılı çocuk” tanımlarını kullandığı ifade ediliyor.
Tanıda kan testleri ve alerji taramaları etkili
Prof. Dr. Civelek, teşhiste en önemli basamağın doktor, hasta ve ebeveyn görüşmesi olduğunu vurguluyor. Görüşme sonrasında, bağışıklık sistemi bozuklukları ya da enfeksiyonlar gibi diğer olasılıkları dışlamak adına kan testleri ve akciğer filmi gibi tetkikler yapılıyor. Beş yaş üstü çocuklarda solunum fonksiyon testlerinin de tanıya katkı sağladığı belirtiliyor. Alerji şüphesine karşı ise deri testleri devreye giriyor.
Her astımlı çocuk alerjik değildir
“Astım ve alerji aynı şey değildir. Astımlı olan her hastada alerji olmak zorunda değildir. Astımlı hastaların yaklaşık %60-80’inde alerji vardır,” diyen Prof. Dr. Civelek, alerji tespit edilirse uygun önlemlerin ve gerekiyorsa aşı tedavisinin planlanması gerektiğini söylüyor.
Okullarda dikkat edilmesi gereken 4 önemli nokta
Okul çağındaki çocuklarda astımı kontrol altına almanın yollarını da paylaşan Prof. Dr. Civelek, özellikle solunum yolu enfeksiyonlarının tetikleyici rolüne dikkat çekiyor. Bu kapsamda okullarda alınması gereken önlemler şöyle sıralanıyor:
- Sınıfların sık sık havalandırılması
- El hijyenine dikkat edilmesi
- Hasta çocukların maske takması
- Astım atağı geçiren çocuklara sağlık biriminde nefes açıcı ilaç uygulanması
İlaçla kontrol mümkün, ama beklenti gerçekçi olmalı
Okul öncesi dönemde astım şikâyeti gösteren çocukların yarısından fazlasında, düzenli tedavi ile 6-8 yaşlarında iyileşme görülebiliyor. Ancak bu durumun her çocukta geçerli olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Civelek, “7 yaşında düzelecek” gibi ifadelerle beklenti oluşturmanın tedaviye güveni sarsabileceğini belirtiyor.
Beslenme ve kilo kontrolü unutulmamalı
Astımda tamamlayıcı tedavi olarak beslenmenin önemi de göz ardı edilmemeli. Akdeniz tipi diyetin faydalarının altını çizen uzmanlar, fazla kilonun astımı olumsuz etkileyebileceğini hatırlatıyor. Astımlı hastaların %80’inde alerjik rinit, alerjik rinit hastalarının da yarısında astım görüldüğü için, iki hastalığın birlikte değerlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.