Ali Ufuk Arikan: İlk adım rant çetelerini belediyelerin dışına çıkarmak olacak

featured
service

TKP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Ufuk Arikan sorularımızı yanıtladı. “İhaleler, taşeron sistemi, patron gruplarına aktarılan paylar bu düzenin belediyeciliğinin olmazsa olmazı” diyen Arikan, “Tamamını durduracağız. Hiçbir şey beklemeden atacağımız ilk adım rant çetelerini belediyelerin dışına çıkarmak olacak” dedi.

Arikan, “Ankara hem tarım hem sanayi başlığında çok gelişkin bir kent. Burası bir Başkent. Ancak bu kentin biriktirdiği, bugüne getirdiği tüm değerleri tarumar edilmiş durumda. Bunun nedeni de içinde bulunduğumuz bu düzen. Biz bu düzende açılan gedikler eliyle dahi bu kentin yeniden ayağa kaldırılabileceğine eminiz. Rant düzeni sonlandığında bu kentin çevre ilçelerinde çok gelişkin tarım kooperatifleri kurulabileceğini biliyoruz. Ankara öte yandan sanayinin de, kent kültürünün de çok gelişkin olduğu bir kent. Biz bu kenti devrimci değerlerle ayağa kaldırır, kente yönelik tüm tahribatı sonlandırmak için adım atarız. Buna inanıyoruz” diye konuştu.

Arikan ile yapmış olduğumuz röportajın tamamı şu şekilde;

Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Gazeteciyim, 13 yıldır aktif olarak gazetecilik yapıyorum. TKP’nin Ankara İl Başkanlığı ve TKP Merkez Komite üyeliği görevlerinde bulundum. Bu seçimde de TKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldum.

Türkiye komünist belediyeciliği Ovacık’ta Maçoğlu ile tanıdı. Sorularımıza cevaplarınız ‘komünist belediyeciliği’ açıklamış olacak ancak ‘komünist belediyecilik’ tanımı yapmak gerekirse bunu kısa bir şekilde nasıl açıklarsınız?

Bu tanımın merkezinde halkın, yurttaşların yönetime katılımını merkeze alan, kamunun kaynaklarını yurttaşlar için kullanan, belediyelerin rant projelerinin mutlak olarak sonlandırılacağı bir belediyecilik anlayışı yer alıyor diyebiliriz.

Belediyenin kaynakları halkın, emekçilerin, Ankaralıların çıkarına kullanılacak, patronların değil. Komünist belediyeciliğin özü budur.

1994’ten 2017’e kadar Refah ve AK Partili Melih Gökçek, kısa bir dönem ise Mustafa Tuna belediye başkanlığı görevini yürüttü. 25 yıl gibi uzun bir sürede Ankara’nın aynı siyasi görüş ve aynı isim ile yönetildiğini görüyoruz. 2019 yerel seçimleri bu nedenle önemli atfedildi ve hatta kimilerince ‘milat’ olarak değerlendirildi. Siz ne düşünüyorsunuz?

Ankara’ya AKP belediyeciliği çok şey kaybettirdi, bu kesin. Kentin tarihi, kültürü, dokusu büyük bir saldırıya maruz kaldı. Ancak 2019 yerel seçimlerinin bir milat olduğunu düşünmüyoruz. 2019’da belediye başkanı CHP’den oldu ancak bu isim her fırsatta ülkücü olduğunu belirten, dolayısıyla AKP-MHP ittifakı ile benzer dünya görüşüne sahip bir isim.

Bu nedenle belediye meclisinde alınan kararların yüzde 95’inin oybirliğiyle olması şaşırtıcı değil, bu nedenle Anıtkabir’in dibine yapılmak istenen cami projesinin Mansur Yavaş eliyle Diyanet Akademisi olarak hayata geçirilmesine onay verilmesi tesadüf değil.

Ortada benzer dünya görüşüne sahip isimler ve attıkları adımlar arasındaki süreklilik var. Bu seçimde kim hangi değerleri savunuyor, hangi programın arkasında bu giderek belirsiz hale geldi. Ankara’da CHP listelerinden birçok ilçede MHP’li, İyi Partili ve AKP’li eski isimler CHP’nin adayı oldu. Bu isimler dünyaya, hayata bakışını değiştirerek CHP’nin adayı olmuyorlar, aynı dünya görüşünü sürdürerek CHP ile uyum içinde toplumu giderek sağcılaştırma, ranta, gericiliğe teslim etme adımına eşlik ediyorlar.

Mansur Yavaş ve Turgut Altınok arasında metro, toplu ulaşım, fuar alanı projesi gibi birçok konuda tartışmalar yaşanıyor. Projeler, yapılanlar, yapılmayanlar üzerinden yürüyen tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin en önemli projeniz ne olacak?

Ankara’da toplu ulaşım Gökçek döneminde ne kadar kötüyse bu dönemde de o kadar kötü. Birbirlerinden temelde hiçbir farkları olduğunu düşünmüyoruz. Kısa süre önce Koç Holding 54,5 milyar dolarlık bir ciro açıkladı. Bu cironun açıklandığı ülkede açlık sınırı 17 bin liraya, asgari ücrete dayanmış durumda. Böyle bir tabloda halka ücretsiz kamu görevi olarak toplu ulaşım hakkı sağlanması gerekirken, tüm ülkede olduğu gibi Ankara’da da ulaşım bir kar zarar tablosu başlığı olarak görülüyor ve emekçiler bir de ulaşım soygunuyla karşı karşıya kalıyorlar.

ABB milyarca lirayı toplu taşımaya harcadığında, asfalta yıllık 10 milyar lira bütçe ayırmadığında, bu bütçeyi nitelikli bir toplu ulaşım için kullandığında Koç değil, Ankaralılar kazanacak.

Bizim seçim sonrası unutacağımız projelerimiz yok, ilkelerimiz var. Bu ilkelerin merkezinde su, ulaşım, barınma gibi temel haklarda belediyenin halka kar-zarar nesnesi gibi bakmasını durdurmayı içeriyor.

Bir ekonomik kriz yaşıyoruz ve belediye başkan adayları ‘sosyal belediyecilik anlayışı’ ile birbirine benzer vaadler dile getiriyor. Emekliler bu süreçte öne çıkıyor. İktidar partisinin adayı bile emeklilerin yaşamını iyileştirmek üzerine projelerini dillendiriyor. Yerel yönetim yoksulluğu aşmak adına neler yapabilir?

Biz merkezi iktidar emekçiler lehine değişmediği sürece bir belediye eliyle yoksulluğun bitirilmesinin mümkün olmadığını biliyoruz. Bu yönüyle halkı kandırmak, yalan söylemek bizim işimiz değil. Ancak bu düzenin sınırları içinde bile belediyeler ranta değil halkın yararına odaklanır, bütçesinin bunun üzerinden kullanırsa bu konularda anlamlı farklılıklar yaratabilir. Kooperatifler aracılığıyla halka sağlıklı ve ucuz gıda ürünleri sunabilecek bir ağa sahip Ankara örneğin.

Emeklikler başlığıysa… Bu düzen açık söylemek gerekirse emeklileri ölüme terk etmiş durumda. Biz komünist belediyecilikte tüm yurttaşların olduğu gibi emeklilerin de hayatın, yönetimin bir parçası olacağı mekanizmaları kuracağız.

Birilerinin onlar adına karar verdiği, lütufta bulunduğu bir süreçten söz etmiyoruz. Emeklilerin kendi taleplerini kendileri dile getirdiği, bunu örgütlü şekilde bu kanalları kullanarak gündem ettiği, sorunları çözebilme noktasında komünist belediyelerle birlikte çalıştığı bir süreci örgütleyeceğiz.
Halk sağlığı başlığında atacağımız çok sayıda adım olacak ek olarak, yaşlı bakım merkezleri, yurttaşların sağlık hakkına ulaşmasında yaşanan zorlukları düşününce komünistlerin atacağı bir diğer önemli adım olacak.

2023 yılı depremler ve sel felaketlerinin yaşandığı bir yıl oldu. Ankara’nın bazı ilçelerinde de sel felaketleri yaşandı. Bu sorunu çözmek adına atacağınız adımlar ne olacak?

Sel felaketlerinin sorumlusu baştan aşağıya denetimsizlikle ilgili. Sadece rant odaklı bakan, bilimi, temel şehircilik ilkelerini yok sayan bu düzen, sel felaketine davetiye çıkarıyor. Bizim bu konuyu çözmek için atacağımız adım şehir plancılarıyla, mimarlarla, mühendislerle bilimsel veriler ışığında bir kent planlamasını hayata geçirmek, rant üzerine kurulu tüm konut projelerini bu ilkelerle yeniden gözden geçirmek olacak.

Siyasetçilerin mal varlığı seçim döneminin en çok tartışılan konuları arasında yer alıyor. Toplum siyaset ile zenginleşildiğini biliyor ve bir güvensizlik var. ‘Diğer taraftan da ‘Çalıyor ama çalışıyor’ diyen bir kesimin varlığını da biliyoruz. Ankara’da bu Gökçek döneminde çok fazla dile getirildi. Rant belediyeciliği burada öne çıkıyor. Ranta nasıl son vereceksiniz?

İhaleler, taşeron sistemi, patron gruplarına aktarılan paylar bu düzenin belediyeciliğinin olmazsa olmazı. Tamamını durduracağız. Hiçbir şey beklemeden atacağımız ilk adım rant çetelerini belediyelerin dışına çıkarmak olacak.

Kadıköy’de Maçoğlu’nun adaylığını, “Ovacık’ta tarım yapılıyordu, Kadıköy’de ne yapabilecek?” sorusu ile eleştirenler oldu. Tarım üzerinden öne çıkan bu örneğin yerine Ankara’da yerel anlamda neler yapılabilir?

Ankara hem tarım hem sanayi başlığında çok gelişkin bir kent. Burası bir Başkent. Ancak bu kentin biriktirdiği, bugüne getirdiği tüm değerleri tarumar edilmiş durumda. Bunun nedeni de içinde bulunduğumuz bu düzen. Biz bu düzende açılan gedikler eliyle dahi bu kentin yeniden ayağa kaldırılabileceğine eminiz. Rant düzeni sonlandığında bu kentin çevre ilçelerinde çok gelişkin tarım kooperatifleri kurulabileceğini biliyoruz. Ankara öte yandan sanayinin de, kent kültürünün de çok gelişkin olduğu bir kent. Biz bu kenti devrimci değerlerle ayağa kaldırır, kente yönelik tüm tahribatı sonlandırmak için adım atarız. Buna inanıyoruz.

Ali Ufuk Arikan: İlk adım rant çetelerini belediyelerin dışına çıkarmak olacak