Ankara Türk Atlı Sporları Derneği Başkanı Haluk Türk’ün, Çubuk Yolu üzerinde açtığı Botanik Binicilik’te vatandaşlar geleneksel Türk biniciliği yöntemlerini öğreniyor.
İş insanı Haluk Türk, Çubuk yolu üzerinde Botanik Kır Bahçesi ve restaurantın yanı sıra Botanik Binicilik’i de hizmete açtı. Botanik Binicilik’te ders alıp at binmek isteyenlere atalarımızın bindiği gibi Türk biniş yöntemi öğretiliyor. Diğer ata biniş yöntemlerinde bedenin tamamının kullanıldığını ancak atalarımızın sadece bacaklarını kullanarak kollarını ve ellerini özgür bıraktığını söyleyen Haluk Türk, bu yöntemin geçmişte savaşlarda Türk Ordusu için büyük avantaj sağladığını söyledi.
“TÜRKLER YERDEYSE SAVAŞIN, ATLA GELİYORSA KAÇIN, SAVAŞMAYIN”
At biniciliğinin atalarımızdan aktarıldığı şekilde Botanik Binicilik’te öğretildiğini kaydeden Türk, “Arap atı olarak tarif edilenler, Türk atıdır. Türk binişinde binici bacaklarını kullanır, elini bağlayıp, dört nala koşabilir, eğer olsun olmasın binilir, ellerini kullanmaz. Haçlılar, dermiş ki; ‘Eğer Türkler yerdeyse savaşın, atla geliyorsa kaçın hiç savaşmayın’, atı bacakla kullandıkları için, Türk binişi silah kullanmaya da daha elverişlidir. Filmlerde birçoğumuz izlemişizdir, Cüneyt Arkın binişi, Türk binişidir. ” dedi.
AMACIMIZ GELENEĞİ YAŞATMAK
Atalarımızdan miras kaldığı haliyle yeni nesillere bunu aktarmak istediklerini söyleyen Türk, “Tarihte Türklerin ata biniş şekli böyledir. ‘Atın üstündeki Türk değilse yüktür.’ diye bir söz vardır. Derneğimizin amacı geleneksel ata biniş şeklini yaşatmaktır. Biz bunu para kazanmak için yapmıyoruz, tarihimizi yaşatmak için yapıyoruz. Bize parayla değil, gönülle gelenler lazım. Çünkü biniş şekli gerçekten önemlidir. Türk binişi ile ata binen kılıç gibi durur, at üstünde oynar, dans eder, at üzerinde özgürce hareket eder. Bizim binişimiz savaş binişidir” şeklinde konuştu.
“KARAR VERME SÜRECİNİ HIZLANDIRIR”
At biniciliğinin insan üzerindeki etkileri hakkında da bilgi veren Türk, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İnsanın bacaklarındaki kaslar sadece at biniciliği ve yüzmede çalışır, başka hiçbir sporda çalışmaz. Bununla beraber ayak tırnağından, saç teline kadar bütün vücudun çalışır. Heyecan var, adrenalin var, ata binenler yolda yürüyüşünden belli olur, dimdik yürür. Ve kişinin çabuk karar alma yeteneklerini geliştirir, keskin zeka gibi bunları da etkiler. Bu adrenalini yaşadığı için kişi cesaretlenir, bu hissiyatı at biniciliği kişiye kazandırır.
Çocukların gelişimi için de bu nedenle önemlidir, 8-10 yaşında binicilik öğretilmeye başlanılabilir. Daha küçük yaşlarda bacaklar atın vücut şeklini alır.
10 GÜNDE DE 1 AYDA DA ÖĞRENİLEBİLİR
Vücut yapısı estetik ve çok kilolu değilse binicilik öğrenmek herkes için uygundur, önemli olan içinizdeki istektir. 30 dakika atın üzerinde duran ve egzersiz hareketlerini yapan kolaylıkla yürüyemez, bacak bacak üstüne atamaz, acı verir. Ertesi gün ata binmezseniz tekrar o ağrı geçmez. Haftada en az iki gün gelmesi gerekir ki, vücudundaki hamlığı atacak. Eğer ara verilirse baştan başlanılması gerekir. Bir insan biniciliği 10 günde de, bir ayda da öğrenebilir, dört nala çıkar. Kişinin tamamen kendine bağlı.
“TÜRK İÇİN YAŞAM TARZIDIR”
Atların Türk tarih ve kültüründeki yerini anlatan Doç. Dr. Sinan Ateş, “At spordan ziyade bir Türk için yaşam tarzıdır, doğal yaşamın bir parçasıdır” dedi.
“Yürümek, koşmak, nefes almak neyse Türklerde bununla birlik hale gelmiştir” diyen Ateş, “Mesela biz bunu Dede Korkut hikayelerinde görüyoruz, ‘At işler er öğünür’ diyor, bu bizim destanlarımıza, hikayelerimize yansımıştır. Dede Korkut hikayelerinde yine geçiyor, ‘Yaya erin ümidi olmaz’ diyor” ifadelerini kullandı.
“ATI TÜRKLER EVCİLLEŞTİRDİ“
Ateş, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Atları ilk defa Türkler evcilleştirdi, ata hükmediyorlar. Dolayısıyla zamana da hükmediyorlar, çünkü bir günü diğer milletlerden daha uzun yaşıyorlar. Tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte mitolojik kaynaklarda bir Türk’ün her zaman atının olduğu, Türklerdeki inanışa göre onların atla birlikte doğduğu yer alır. Bir Türk atından inmeden günlerce vakit geçirebiliyor. Yemeğini onun üzerinde yiyebiliyor, günlük yaşamını onun üzerinde idame ettiriyor. Hatta bazı mitolojik kahramanlarda Yunan mitolojisinde de bunu görürüz, Türk mitolojisinde de bunu görürüz. Yarı insan yarı at varlıklar vardır. Türklüğün de atla birlikte yaratıldığı ve atın üzerinde çok uzun zamanlar geçirdiği söylenir. Türk tarihinden atı çıkarırsanız, Türk tarihi ciddi şekilde eksik ve yarım kalacaktır.
Türklere savaşlarda, hız ve manevra anlamında bir yayaya nazaran çok ciddi etkileri olmuştur. Dolayısıyla Türkler cihangir bir millet, bununla kilometreleri atla çok daha hızlı bir şekilde aşabiliyor. At üzerinde ok atabiliyor, Türklerin okları kısadır, atın üzerinde manevra yapabilecek cinstendir ve en önemli şeyi de tarihe, attan dolayı pantolonu ve üzengiyi hediye eden Türklerdir. Türk tarihine ve sosyal yaşantısına da atın unsurlarının yansıdığını söylemek mümkündür.
GÜNDEM
18 gün önceEKONOMİ
27 gün önceEKONOMİ
27 gün önceGÜNDEM
24 Eylül 2023GÜNDEM
24 Eylül 2023GÜNDEM
24 Eylül 2023GÜNDEM
24 Eylül 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.