1. Haberler
  2. Gündem
  3. Türkiye’de Dijital Radyo Dönemi Başladı

Türkiye’de Dijital Radyo Dönemi Başladı

featured

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 13 Şubat Dünya Radyocular Günü’nde düzenlenen Dijital Radyo Yayıncılığı Lansman Töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’de ilk kez Dijital Ses Yayını Plus (DAB+) teknolojisine geçiş yapıldığını duyuran Bakan Uraloğlu, bu yeni nesil yayıncılık sistemiyle radyo dünyasında yeni bir dönemin başladığını belirtti.

Konuşmasına tüm radyocuların Dünya Radyocular Günü’nü kutlayarak başlayan Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin radyo yayıncılığındaki köklü geçmişine vurgu yaptı. “Hiç şüphesiz milyonlarca insanın hayata bakışını değiştiren radyo, 19. yüzyılın en önemli buluşlarından birisiydi. Türkiye de radyo ile ilk tanışan ülkelerden biri oldu. 1927’de Sirkeci’de Büyük Postane’nin bodrum katında başlayan radyo serüvenimiz 98 yıldır kesintisiz olarak devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

Radyonun tarihsel gelişimine değinen Bakan Uraloğlu, radyo yayınlarının 1932 yılında telsiz sistemleri aracılığıyla evlere ulaşmaya başladığını hatırlattı. 1964’te yayınların TRT’ye devredilmesiyle birlikte radyonun yalnızca bir eğlence aracı olmaktan çıkıp, kültürel ve milli bilinci güçlendiren önemli bir iletişim mecrası haline geldiğini vurguladı.

Radyonun etkisini anlatırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile duayen radyocu Gezegen Mehmet’in anılarından bahseden Bakan Uraloğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 1999 yılında haksız bir şekilde hapse girdiği dönemde, televizyonlar belli medya gruplarının kontrolünde olduğu için Gezegen Mehmet bu haksızlığa karşı radyonun gücünü kullanarak Sayın Cumhurbaşkanımıza destek amacıyla yaklaşık 1 milyon kişiyi Kazlıçeşme Meydanı’nda bir araya getirdi.” dedi.

DAB+ ile Yeni Nesil Radyo Yayıncılığı

Bakan Uraloğlu, iletişim ve medya alanında yaşanan dijitalleşme sürecine dikkat çekerek, radyo yayınlarının da bu dönüşümden etkilendiğini belirtti. “Radyoda daha iyi ses kalitesi ve daha fazla kanal kapasitesi elde etmek için dijital radyo yayıncılığı (DAB) keşfedildi. Ancak bu ilk girişimler, zamanla gelişim göstererek daha da gelişti ve Dijital Yeni Nesil Radyo (DAB+) halini aldı.” dedi.

Yeni sistemin parazitlerden arındırılmış net bir ses deneyimi sunduğunu, aynı frekansta birden fazla radyo kanalını barındırabilme kapasitesine sahip olduğunu belirten Uraloğlu, bunun frekans verimliliğini artırdığını söyledi. Ayrıca metin, görüntü ve canlı trafik bilgileri gibi ek içerikler sunarak dinleme deneyimini daha da zenginleştirdiğini ifade etti.

DAB+ ile Yüzde 90 Enerji Tasarrufu

DAB+ sisteminin en önemli avantajlarından birinin analog sistemlere göre enerji verimliliği sağlaması olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu: “16 yayını tek bir frekans ve tek bir vericiyle iletebiliyor ve toplam enerji tüketimi sadece 12,2 kilovat. Analog FM vericiler ise her yayın için ayrı bir frekans ve verici kullanır. 16 yayın için toplam enerji tüketimi 128 kilovattır.” şeklinde konuştu.

Bu sistemin karbon emisyonlarını azaltarak çevre dostu bir yayıncılık imkânı sunduğunu belirten Uraloğlu, dinleyicilerin daha net ses kalitesi ve zengin içerik alternatifleriyle keyifli bir dinleme deneyimi yaşayacağını, yayıncıların ise kaynaklarını daha verimli kullanabileceğini söyledi.

Dijitalleşmede Önemli Bir Adım: Çamlıca Kulesi

Bakan Uraloğlu, DAB+ teknolojisinin devreye alınmasıyla Türkiye’nin radyo yayıncılığı tarihinde yeni bir dönüm noktasına şahitlik ettiğini belirterek, bu teknolojinin Avrupa’nın en yüksek kulesi olan Çamlıca Kulesi’nden başlatılmasının tesadüf olmadığını ifade etti. Deniz seviyesinden 587 metre yükseklikte bulunan Çamlıca Kulesi, 100 FM radyo yayınını tek bir noktadan yapabiliyor.

DAB+ ile İstanbul 448 Yeni Frekans Kazandı

2018 yılında hizmete açılan Çamlıca Kulesi sayesinde dünyada ilk defa bir haberleşme kulesinden aynı anda 100 adet FM radyo yayını yapabilme kapasitesiyle Türkiye’nin yayıncılık alanında dünya çapında bir ilke imza attığını hatırlatan Uraloğlu, “Şimdi DAB+ teknolojisi ile Radyo Yayıncılığımıza yeni bir soluk getiren, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir yeniliği daha Çamlıca Kulemizde hayata geçirerek hep birlikte, bu heyecan verici değişimin bir parçası olmanın gururunu yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.

An itibarıyla İstanbul’da boş FM frekansı bulunmadığının altını çizen Uraloğlu, “Ama artık DAB+ yayınlarına başlamamızla bu durumu ortadan kaldırdık. Bu yeni teknoloji sayesinde gelen taleplere göre 448 yeni frekans sağlayabileceğiz. Şimdiden kamu ve özel olmak üzere 12 radyo kanalımız bu yeni teknoloji ile hizmete başlıyor. Özellikle bugünkü tanıtım törenimizden sonra sunduğu hizmet kalitesi ve enerji tasarrufu avantajı sayesinde bu teknolojiden faydalanmak isteyen radyo kanallarımızın sayısının katlanarak artacağına inanıyoruz. Radyodan kristal netliğinde bir ses deneyimi yaşayacağız.” diye konuştu.

DAB+ Eğitim için de Önemli Bir Kaynak Olacak

Dijital Yeni Nesil Radyoculuğu yalnızca bir radyo yayını teknolojisi olmadığını söyleyen Uraloğlu, radyo yayıncılığının internet ve mobil kablosuz teknolojilerle bütünleşerek, dinleyicilere daha interaktif ve erişilebilir içerikler sunma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Bakan Uraloğlu ayrıca, gelişmiş veri hizmetleri ve çok yönlü yayın formatları ile DAB+’nın, gelecekte yalnızca müzik ve haber kaynağı değil, aynı zamanda eğlence ve eğitim için de önemli bir araç olabileceğinin altını çizdi.

Bakan Uraloğlu, bu gelişmelerin dijital yeni nesil radyoculuğu medya dünyasında vazgeçilmez bir oyuncu haline getireceğini de belirterek “Hatta, DAB+ teknolojisi, savunma sanayinde de birçok faydaya imkan sağlamaktadır. Geniş kapsama alanı, istikrarlı yayın akışı ve yüksek veri iletimi kapasitesi sayesinde pasif radar sistemleri için en uygun teknolojilerden biridir. Bu noktada da savunma sanayi paydaşlarımızla ortak çalışmalara başladığımızı belirtmek istiyorum.” diye konuştu.

Çamlıca Kulesiyle Elektromanyetik Alan Değerinde 15 Kat İyileşme Sağlandı

Çamlıca Kulesi’nin lale formunda inşa edildiğine dikkat çeken Bakan Uraloğlu, kulenin Çamlıca tepelerinde dağınık halde bulunan 33 adet demir yığınını ortadan kaldırdığını, doğaya entegre olan modern estetik tasarımıyla İstanbul’a yakışan bir simge yapı olduğunu ifade etti.

Kule’nin 369 metre uzunluğu ve 587 metre deniz seviyesinden yüksekliği ile Avrupa’nın en yüksek kulesi olma unvanına sahip olarak toplamda 49 kat ile İstanbul’un siluetine modern bir dokunuş yaptığını anlatan Uraloğlu, “39. ve 40. katlardaki seyir teraslarından tarihi yarımada, Boğaz Köprüleri, Çamlıca Camisi, Adalar’ın da aralarında bulunduğu İstanbul’un muazzam manzarasını seyretme imkanı sunuyor. Bugün, Çamlıca Kulemiz yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelerek, şehre gelen herkesin mutlaka ziyaret etmek istediği bir cazibe merkezi oldu. Her geçen gün artan bir ziyaretçi akınına uğruyor ve açıldığı günden bu yana yaklaşık 2.2 milyon kişi ziyaret etti.” dedi.

Ayrıca Çamlıca Kulesi’nin çoğu kişinin bilmediği çok önemli bir katkısı daha olduğuna vurgu yapan Bakan Uraloğlu, “Kaldırılan 33 antenin yaydığı elektromanyetik alan değerini Avrupa standardının bile üçte birine indirerek bölge sakinlerine daha sağlıklı bir yaşam sunduk. Çamlıca Kulesi sayesinde bölgede ölçülen elektromanyetik alan değerinin 39 Volt/metre seviyesinden Avrupa Birliği için kabul edilebilir eşik değer olan 6 Volt/metre seviyesinden de aşağı çekerek 2,5 Volt/metre ye indirdik. Yani yaklaşık 15 kat iyileşme sağladık.” dedi.

Bakan Uraloğlu, konuşmasının ardından dijital radyo yayıncılığının başlangıç startını butona basarak verdi.  Uraloğlu yaptığı açıklamada, “Bugünü beraberce yaşamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Radyoculuğun sürekli devam edeceğine inanıyorum. Çok daha net, parazitsiz, sesle beraber görsellerin de aktarıldığı DAB+ ülkemiz ve insanımız için hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de Dijital Radyo Dönemi Başladı
Yorum Yap