Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda, 10 maddesi Anayasa Mahkemesi’nden geri dönen 26 maddelik Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri üzerine konuşan CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “Teklif metnini mesai bitiminde Komisyon üyelerine iletip ertesi gün toplantı yaptınız ve yangından mal kaçırır gibi görüşmeleri alelacele tamamlayıp Genel Kurula getirdiniz” dedi.
Konuşmasına, teklifin Meclis komisyonlarına sunuluş ve görüşülüş sürecini eleştirerek başlayan CHP’li Gülcan Kış,, TBMM İçtüzüğü’nün 26. maddesine atıfta bulunarak, komisyon üyelerine en az iki gün süre verilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak hükümetin bu süreci ihlal ettiğini belirtti.
“Kaçak Yapılaşmayı Meşrulaştırıyorsunuz”
Gülcan Kış, teklifte yer alan düzenlemelerin kaçak yapılaşmayı önlemek bir yana, bunu meşrulaştırıcı bir etki yaratacağına dikkat çekti. 2017 yılında getirilen imar barışının yarattığı tahribatın hâlâ hissedildiğini belirten Kış, bu teklifin de benzer bir yaklaşım içerdiğini söyledi. Kış, “Devlet ormanlarında yapılan izinsiz yapıların yıkım kapsamından çıkarılması, plansız kentleşmeyi daha da artıracaktır. Bu teklif açıkça yerel yönetimlerin yetkilerini budamayı ve merkezî idarenin gücünü artırmayı hedefliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na tanınan sınırsız yetkilerle yerel yönetimleri devre dışı bırakıyorsunuz” dedi. Yerel yönetimlerin halkın nabzını en iyi tutan organlar olduğunu vurgulayan Kış, bu düzenlemelerin demokrasiyi zayıflattığını savundu.
“Bir kentin imarını o kenti yöneten yerel belediyeler mi yoksa merkezî idare mi daha iyi anlar?” sorusunu soran Gülcan Kış, merkeziyetçi politikaların halkın taleplerini görmezden geldiğini ve yeni sorunlar doğurduğunu belirtti. Ayrıca, imar hakkı aktarımıyla ilgili düzenlemelerin belirsizliklerle dolu olduğunu ifade ederek, merkezî idareye sınırsız yetki verilmesinin halkın hakkını gasbetmek anlamına geldiğini söyledi.
“Çevre Ajansı Rant Projelerinin Ortağı mı Olacak?”
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, teklifin Sayıştay denetiminden muaf tutulan Çevre Ajansı’na tanıdığı yetkilere de dikkat çekti. Ajansın özel şirketlerle ortaklık kurmasına olanak sağlayan düzenlemeleri eleştiren Kış, bu durumun kurumun doğayı korumak yerine rant projelerinin ortağı hâline geleceği endişesini dile getirdi. Depozito Yönetim Sistemi’ni bile kuramayan Ajans’ın yetkilerinin genişletilmesinin keyfiliği ve suistimalleri artıracağını belirtti.
“Yapı Denetimi Rekabete Açılarak Kalite Düşürülüyor”
Teklifteki yapı denetimiyle ilgili düzenlemelerin halkın can güvenliğini tehlikeye atacağını söyleyen Gülcan Kış, deprem gibi felaketlerden ders alınmadığını belirtti. “Denetim firmalarını maliyet üzerinden yarışa zorlayarak kaliteyi düşüreceksiniz. Küçük projelerde denetim bedellerini artırarak vatandaşı cezalandırıyorsunuz. Bu teklif yalnızca hukuka değil, vicdana da aykırıdır. Yerel yönetimlerin yetkilerini gasbetmek, çevreyi koruma bahanesiyle halkın kaynaklarını sömürmek ve deprem gibi hayati bir konuda halkı koruyacak adımlar atmamak kabul edilemez. Halk bu düzeni görmektedir ve günü geldiğinde bunun hesabını soracaktır” dedi.
