İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı’nca riskli olduğu tespit edilen 1981 yılı yapımı binanın yıkımı Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara’nın tanıklığında gerçekleşti. İmamoğlu, “Geçmişte boş alanlara, boş sahalara; yürütülen, yapılan imarlarla elde edilen rantların bu söylediğim mevzulara üçte biri harcansaydı -bizim tespitimize göre 120-130 milyar dolara yakın- bugün İstanbul’da riskli bina kalmazdı.” dedi.
Burada bir konuşma yapan Ekrem İmamoğlu, 2019 yılından bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni hiç gündeminde olmayan bir takım finansman desteklerini ortaya koyarak depremle ilgili güçlü adımlar attıklarını söyledi. İmamoğlu, “Bu manada ‘İstanbul Yenileniyor’ markası önemli bir çalışmaya ve başarıya ulaştı. Bugün artık gördüğünüz gibi sokak aralarında yıkımlar yapan, sokak aralarında bir binanın dönüşümüne önemli bir noktada katkı sunan, sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili daire başkanlıklarıyla değil aynı zamanda Şehircilik Grubumuz ki bu anlamda amiral gemisi KİPTAŞ’la etkin bir çalışmayı bunları sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Öncü adımlar attık”
“Kentsel dönüşüm alanında en önemli konu kira desteği, mali destek. Bu alanda da öncü adımlar attık.” diyen İmamoğlu, “Sadece vatandaşla müteahhittin karşı karşıya kaldığı bu süreçte lokomotif olmak, örnek modeller geliştirmekle ilgili de ifade ettiğim gibi KİPTAŞ’la rekor sayıda binanın yıkımını ve yapımını gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Şu anda yüzlerce noktada görüşmelerimiz sürüyor. Bu kapsamda hem çözüm olduğumuz, hem garantör olduğumuz bu uygulamaları, yaptığımız protokollerle sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi gündeminde tutmuyoruz, aynı zamanda ilçe belediyelerimize de bu kabiliyeti taşıyarak onların da etkin bir biçimde rol almasını sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Olağanüstü bir hareketliliği başlattık”
Kentsel dönüşümün önündeki en büyük engelin ekonomik koşullar olduğunu dile getiren İmamoğlu, “1999 depremi ve o günden bugüne planlamayla ilgili sorunlarının dahi büyükşehir belediyesinin o dönemlerinde ne yazık ki ciddiye alınmadığı, uzun yıllar sonra ilk kez 3-3,5 sene önce ilk planlama sürecini burada gerçekleştirdikten sonra olağanüstü bir hareketliliği başlattık. Örneğin yine Yeşilkent’t e imar planlarıyla ilgili sürecin oradaki hayatı nasıl değiştireceğini yakın zamanda göreceğiz. Yine özellikle burada parselleri birleştirerek, büyüterek elde edeceğimiz yüksek metrekareli sahalarda insanların değişimi tetiklemesiyle ilgili sağladığımız avantajın ki onun da son aşamasına geldik. Burada yapılaşmayı nasıl tetikleyeceğini, bu konuda adımlarımızı buradaki hayatı değiştirmeye yönelik nasıl adımlar attığımızın çok somut bir örneğidir. Yani boş geçirilen 15-17-18 yıl ile dolu dolu geçirilen 4-5 yılda hayata dokunan çok kritik aşamalarıyla Avcılar’dan bahsediyorum.” şeklinde konuştu.
“İstanbul’da 8 bin liraya ev bulmak imkansız”
İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;
“Özellikle bu binalarda oturan insanlara, maliklere verdiğimiz destekler, mesela 18 ay boyunca 10 bin lira kira desteği veriyoruz. Emekliyse 12 bin lira olacak şekilde. Eğer bu yüksek riskli binalarda kiracılar 12 ay boyunca 10 bin lira, emekliyse 12 bin lira alarak maddi destekte bulunmadığınız zaman o insanları tahliye edemiyorsunuz. İşte biz burayı yıkıyoruz demiyoruz. Daha önce yoktu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bakanlığın vermiş olduğu bir kısım kira desteğine ilave İstanbul’un özel durumuna dönük böylesi elini taşın altına koyan bir çalışma yapıyor. Tabii İstanbul Belediyesi olarak az önce ifade ettiğim gibi bakanlığın 8 bin lira tutarındaki maddi desteğinin üzerine bunu vermenin bir başka anlamı var. İstanbul’da 8 bin liranın, bir kira desteği anlamına gelemeyeceğini burada beni dinleyen sizler, beni dinleyen vatandaşlarımız anlarlar. Yani İstanbul’da 8 bin liraya ev bulmanın zaten imkansız olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla aslında biz İstanbul’a özel bu destekle onlar farkında olmadan el birliği yapıyoruz. Onların elini sıkıyoruz. Elini uzatıp tutuyoruz.”
“Hala bunları konuşmak ayıp değil mi?”
“İstediğimiz de böyle bir model. Bu süreç te birlikte çalışsak fena mı olur? Bu süreçte kamu bankalarının KİPTAŞ’ın projelerine konut kredisi verse fena mı olur? Bir lira, bir kuruş… Türkiye’nin en prestijli kuruluşudur KİPTAŞ. Şu anda konut sektöründe algısı en pozitif, en itibarlı, verdiği sözün önünde daha erken binaların teslim eden bu kadar prestijli bir çalışmayı yürüten KİPTAŞ’a konut kredisi vermemek nedir Allah aşkına? Halkbank niye vermez? Ziraat Bankası niye vermez? Veya bunun gibi bankalar niye vermez? Bunun bir açıklamasını yapsınlar. Bir yerde yakalarsanız, medya mensupları olarak bir sorun. Konut kredisine sizin de ihtiyacınız olabilir. KİPTAŞ gelebilir ve burayı yaparken konut kredisi yapsa bizimle beraber destekleyici modellerle faizi birlikte indirsek KİPTAŞ’ın da finansal desteğin içine katsak fena mı olur? Bunlar ayıptır, yazıktır, günahtır. Milletin bu büyük sorununu çözmekte milletin iş birliği yapmasının dışında bir şey düşünülebilir mi? Ne gün konuşuyoruz? 6 Şubat günü konuşuyoruz. On binlerce insanımızı kaybettiğimiz günün yıl dönümü. Çare arıyoruz, çözüm arıyoruz. Hala bunları konuşmak ayıp değil mi?”

“Her yöneticinin eksiği olabilir”
“Sadece yapıların güçlendirilmesi meselesiyle de ilgili çalışmıyoruz. Altyapının güçlendirilmesinden İSKİ’den İGDAŞ’a, raylı sistemlerden birçok kurum ve kuruluşumuzun da özellikle kentin güçlendirilmesiyle ilgili çok önemli çalışmalarımız vardır. Bu sorumluluğumuzu yerine getirme konusunda gayretler gösteriyoruz. Eksiğimiz olabilir. Her kurumun eksiği olabilir. Her yöneticinin eksiği olabilir. Ama mesele eksiklerimizi birlikte düşünerek, birlikte çalışarak. konuşarak yapabilmektir. Geçmişte boş alanlara, boş sahalara; yürütülen, yapılan imarlarla elde edilen rantların bu söylediğim mevzulara üçte biri harcansaydı -bizim tespitimize göre 120-130 milyar dolara yakın- bugün İstanbul’da riskli bina kalmazdı. Bakın son 20 yıldır bahsettiğim yerlerde rantla ilgili imarsız yere imar, birinin imarını arttırarak kamunun alanının lüks konuta dönüştürüp imarlı hale dönüştürülmesiyle çalışma yapılarak elde edilen rantın üçte biri. Bu ne zamandan beri? Özellikle 2002’den bu yana olan kısımdan bahsediyorum.”
“Hukuksuzluğa karşı bir milim geri adım atmayız”
“Biz bu şehirde kimsenin cebine rant şeklinde girecek tek bir adım atmadık, attırmadık. Meseleyi kamusal alanda çözüme kavuşturmak, kamunun kazançlı çıkmasını sağlamak için imarla ilgili şeffaf süreçler yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz. Zaten birilerinin kızgınlıkları buradan. Biz toplumu düşünüyoruz, bazıları bir avuç insanı düşünüyor. Aramızdaki fark. Burada bu sonsuz mücadeleyi ve kararlı mücadeleyi devam ettiriyoruz, ettireceğiz. Tekrar ifade edeyim. Hukuksuzluğa karşı bir milim geri adım atmayız. Mücadelemizi en sert şekilde millet adına, milletten aldığımız güçle devam ederiz. Ancak milletimize hizmet için hangi kurum, hangi devletimizin birimi nereye çağırırsa oraya da koşa koşa gideriz. Bu bağlamda kararlı bir ekibiz.”