TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nca düzenlenen, ‘1. Yılımızda Parti Programı Konulu İl Danışma Kurulu Toplantısı’nda konuştu. İmamoğlu, “Dönemin en ağır yükünü taşıma sorumluluğu da kesinlikle ve kesinlikle, her dönem olduğu gibi, Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşüyor. Bir yandan ifade ettiğim davalar, soruşturmalar, kayyımlar… Her türlü baskıyla mücadele ediyoruz. Bir yandan da halkın tek ve gerçek iktidar olma sorumluluğunu taşıyan insanlarız.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’nca düzenlenen, “1. Yılımızda Parti Programı Konulu İl Danışma Kurulu Toplantısı”, Beylikdüzü Atatürk ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yoğun katılımın olduğu toplantıda; CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu birer konuşma yaptı.
“Bu Millet En Yüksek Seviyede Ders Verecek”
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden uzaklaştırılması ve belediyeye kayyum atanmasına da değinen İmamoğlu, “Bir anda milletin seçme ve seçilme hakkına gasp edilerek, müdahale edilerek ne yazık ki Belediye Başkanımızın uygunsuz bir biçimde, hukuka aykırı bir biçimde, yani tabiri caizse evi basılarak, hapse atılarak vahşi bir biçimde sürecin yönetilmesiyle, değerli Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer’e yapılan zulmü, bütün milletimiz izlemektedir. Tabii yanındayız. Mücadelemiz, son derece üst seviyede. Ama hukuki zeminde ama yasal zeminde ama siyasi zeminde ama vatandaş nezdinde devam edecektir. Bugün Ahmet Özer Başkanımızın yerine atanan kayyım ve otoriter aklın, meşrulaştırma konusunda bir dil kullanımıyla, Türkiye’mize sanki bir mesaj verircesine, demokrasiden uzaklaşan ve demokrasiden uzak tutulan bir süreci yaşatırken, bir de bunun şımarık dilini kullanma hakkını kendinde gören insanlara, bu millet hem seçimlerde hem anayasal zeminde hem de hukuk zemininde gerçekten en yüksek seviyede dersi verecektir” diye konuştu.”
“Sonsuz Takip İçerisinde Olacağım”
“Ben, şahsen kendimi şöyle ifade ediyorum” diyen İmamoğlu, “Siyasette gün geçtikçe, zaman geçtikçe, gerçekten insan kendini önce adaletin ve demokrasinin savaşçısı olarak görüyor. Ben öyle görüyorum kendimi. Adalet ve demokrasi için, bu memlekette verilecek en üst seviyede mücadeleyi verme konusunda kararlı bir Ekrem İmamoğlu olduğumu buradan, kendi evimden, Beylikdüzü’nden bütün İstanbul’a ve Türkiye’ye haykırmak istiyorum. Bu bağlamda, Ahmet Özer ve diğer bütün haksız ve hukuksuz olan iş ve işlemlerde, sonsuz takip içerisinde olacağımı tekrar beyan etmek ve söz vermek isterim” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’yi Birleştirecek, Değiştirecek Yegane Güç CHP”
Yeni parti programı hakkında da konuşan İmamoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Yeni programla birlikte, tek adamın aklına karşı, milletin ortak aklını; bir avuç insanın çıkarlarına karşı 86 milyon insanımızın ortak çıkarlarını hakim kılma vizyonumuzu milletimizle paylaşıyor olacağız. Milletin ortak aklının ve çıkarlarının iktidar olduğu bir Türkiye’de, hayatın nasıl kolaylaşıp güzelleşeceğini, birliğimizin ve kardeşliğimizin nasıl daha da pekişeceğini hep birlikte göreceğiz. Ve bunu milletimize hep birlikte göstereceğiz. Türkiye’yi birleştirecek, değiştirecek yegane gücün CHP olduğunu ve buna gücünün yettiğini, birlikte milletimize yaşatacağız.”
“Her Türlü Baskıyla Mücadele Ediyoruz”
“Bunu başarabilmenin yolu, örgütlerimizin, üyelerimizin işte tam da böylesi süreçlere, en aktif bir biçimde katılmalarından geçiyor. Örgüt olarak ilgimizi, dikkatimizi, vatandaşa odaklamalıyız. Sokağın sesini, vatandaşın hissiyatını yansıtmayan hiçbir programın etkili olma şansı asla yoktur. Her birimiz sokağın sesini, milletin nabzının programımıza en doğru bir biçimde yansıtılmasına aracılık etmeliyiz. Oradan aldığımız bilgileri, onların çözümlerini oluşturarak programımıza hep beraber yansıtmalıyız. O zaman milletin partisi, o zaman Cumhuriyet Halk Partisi oluruz. Aksi takdirde, gerçekten milletin sorunlarına çözüm bulmayan bir parti konumuna dönüşürüz. Değerli dostlar, Türkiye, az önce ifade ettiğim sorunlar dahil olmak üzere, zorlu bir dönemden geçiyor. Dönemin en ağır yükünü taşıma sorumluluğu da kesinlikle ve kesinlikle, her dönem olduğu gibi, Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşüyor. Bir yandan ifade ettiğim davalar, soruşturmalar, kayyımlar… Her türlü baskıyla mücadele ediyoruz. Bir yandan da halkın tek ve gerçek iktidar olma sorumluluğunu taşıyan insanlarız.”
“O Zaman Milletin Partisi Oluruz”
“Bunu başarabilmenin yolu, örgütlerimizin, üyelerimizin işte tam da böylesi süreçlere, en aktif bir biçimde katılmalarından geçiyor. Örgüt olarak ilgimizi, dikkatimizi, vatandaşa odaklamalıyız. Sokağın sesini, vatandaşın hissiyatını yansıtmayan hiçbir programın etkili olma şansı asla yoktur. Her birimiz sokağın sesini, milletin nabzının programımıza en doğru bir biçimde yansıtılmasına aracılık etmeliyiz. Oradan aldığımız bilgileri, onların çözümlerini oluşturarak programımıza hep beraber yansıtmalıyız. O zaman milletin partisi, o zaman Cumhuriyet Halk Partisi oluruz. Aksi takdirde, gerçekten milletin sorunlarına çözüm bulmayan bir parti konumuna dönüşürüz. Değerli dostlar, Türkiye, az önce ifade ettiğim sorunlar dahil olmak üzere, zorlu bir dönemden geçiyor. Dönemin en ağır yükünü taşıma sorumluluğu da kesinlikle ve kesinlikle, her dönem olduğu gibi, Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşüyor. Bir yandan ifade ettiğim davalar, soruşturmalar, kayyımlar… Her türlü baskıyla mücadele ediyoruz. Bir yandan da halkın tek ve gerçek iktidar olma sorumluluğunu taşıyan insanlarız.”
“Bu İddia Sadece Türkiye’yi Kurtarmaz”
“Ortak bir tarihi ve ortak bir vatanı paylaşmaktan kaynaklanan müştereklerimize güvenelim. Bu müşterekler üzerinde, güçlü ve ortak bir gelecek inşa edelim. Vatandaşları ayrışmalardan, kutuplaşmalardan sıyıralım, çıkaralım, ortak bir gelecek etrafında buluşturalım. Çocuklarımıza, gençlerimize, ayrıştırılan bütün unsurlardan çıkarak, ortak vatandaş, 86 milyon insanımızın bir parçası, bu yurdun eşit hissedarı olduklarını bildikleri bir geleceğe baktıklarını hissettirelim. Her bir vatandaşımızı eşit görelim. Herkesin farklılığına hürmet edelim. Bizi hep birlikte millet yapanın ortak geçmişimiz, ortak kaderimiz, geleceğimiz, ortak vatanımız olduğunu en yüksek sesle haykıralım. Bizi hep birlikte bir millet yapan, ortaklıklarımıza yaslanırsak, bizi zayıflatan, güçsüz düşüren, kutuplaşmaları aşar, tüm dünya milletleriyle rekabet eden çok güçlü bir millet oluruz. Türkiye’yi zenginleştirmek, Türkiye’yi büyütmek, Türkiye’yi hep birlikte güçlendirmek zorundayız. Bu iddiayla yola çıkalım. Bu iddia sadece Türkiye’yi kurtarmaz. Bu iddia Kafkasya’yı kurtarır. Bu iddia Orta Doğu’yu kurtarır. Bu iddia Orta Asya’yı kurtarır, Kuzey Afrika’yı kurtarır, Balkanlar’ı kurtarır. Türkiye’nin önemini hep beraber idrak edersek, oturduğunuz koltuklar, yaptığınız görevlerin, sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ait bir koltuk olmadığını, etkinizin ne kadar büyük ve yüksek olduğunu hissedin.”
“Beylikdüzü’nden Hepinize Söz Veriyorum”
“Tüm bunlar için verdiğimiz mücadele; kalkınma, demokrasi ve adalet mücadelesidir. Her bir vatandaşımızın haysiyetli bir yaşam sürmesi mücadelesidir. Bize düşen, bütün Türkiye’de milletimizle birlikte, adalet ve demokrasi bayrağını en yukarıda dalgalandırmaktır. Sizlerden istirham ediyorum, sizlere rica ediyorum. Bütün emeğinizi, bütün gücünüzü ortaya koyun ve halkımıza bu programımız, güven ve ümit versin. Hep birlikte devleti kudretli ve kuvvetli, ama aynı zamanda devleti milletine şefkatli, milletine güler yüzlü, milletini kucaklayan ve huzura erdiren bir hale getirelim. Aynı zamanda müreffeh toplumu huzurlu ve güvenli, vatandaşlarımızı eşit, yargı ve polisimizi etkin ve tarafsız, şehirlerimizi yaşanabilir, kadınlarımızı güven içinde, gençlerimizi dünyadaki akranlarıyla eşit ve rekabetçi, bebeklerimizi doğduğu gün kaybeden değil, doğduğu gün kazanan yeni doğan bebeklerin olduğu bir ülke, cennet bir vatanı, bu memleketin geleceğini de hep birlikte var edelim. Daima söylediğim gibi; bu millet için savaşmaktan, milletin sesine ses olmaktan, ona hizmet etmekten, çocuklarımıza, gençlerimize umutlu bir gelecek sunmak için var gücümüzle çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Gelecek güzel günlere hep birlikte inanacağız. Hep birlikte çalışacağız, hep birlikte başaracağız. Cumhuriyetin ve halkın partisini, Atatürk’ün mirasını hep birlikte iktidar yapacağız. Benim güzel evim, Beylikdüzü’nden hepinize söz veriyorum. Biz bunu, hep birlikte başaracağız. Her şey çok güzel olacak.”