İletişim’den “Ukrayna Krizi ve NATO’nun Geleceği” paneli

featured
service

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, son günlerde İsveç ve Finlandiya’dan Türkiye’nin güvenlik kaygılarını ciddiye alan açıklamalar duymanın ümit verici bir gelişme olduğunu belirterek, “Umarız İsveç ve Finlandiya gibi dost bildiğimiz ülkelerin somut ve kalıcı adımlar attığını görebiliriz” dedi.

ANKARA (İGFA) – Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı tarafından Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen “Ukrayna Krizi ve NATO’nun Geleceği” konulu panelde katılımcılara video mesajla hitap etti.

Türkiye’nin 1952 yılından bu yana üyesi bulunduğu ve bu 70 yıllık üyeliği boyunca askeri, ekonomik ve diplomatik her türlü destek vermekten kıvanç duyduğu NATO’ya olan bağlılığını kararlılıkla sürdürdüğüne işaret eden İletişim Başkanı Altun, ülkenin karşılaştığı güvenlik tehditlerine karşı, bölgesel ve küresel barışın sağlanması adına örgütün oynadığı hayati rolün bilincinde olduklarını ifade etti.

İletişim Başkanı Altun, NATO’nun bu hayati rolünün etkin bir biçimde sürdürülmesi adına örgütün misyon ve operasyonlarını desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini belirtti.

Türkiye’nin gerek jeopolitik konumunun önemi gerek NATO içindeki ikinci büyük orduya sahip olması gerekse de son yıllarda hız kazanarak artan savunma sanayi ve güvenlik kapasitesiyle ittifak içinde önemli bir misyon yüklendiğine dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, Türkiye’nin de sunmuş olduğu önemli katkılarla NATO’nun bugün en dinamik ve güçlü güvenlik teşkilatı olduğunu belirterek, böylesi bir ittifak örgütünün genişlemesinin arzu edilir bir durum olduğunu ve Türkiye’nin bugüne kadarki genişlemelerde kolaylaştırıcı bir rol oynadığını kaydetti.

İletişim Başkanı Altun, NATO gibi böylesine önemli bir ittifak örgütüne katılımın, üyeliğe aday ülkeler için faydalar sağlayacağı gibi bu ülkelere bir dizi sorumluluk da yüklediğinin altını çizdi.

“Unutulmamalıdır ki NATO üyeliği her ülkenin koşulsuz şartsız kabul edileceği bir hak değil, ittifak ilkelerine bağlılığını gösteren ülkelere sağlanan bir imtiyazdır” diyen Altun, “Bu sebeple ittifaka katılacak yeni ülkelerin NATO’nun kurumsal kimliği ve kurum içi uyumuna zarar vermemeleri, hâlihazırda ittifaka üye ülkelerin meşru güvenlik endişelerine karşı tehdit oluşturmamaları, üye ülkeleri tehdit eden terör örgütlerine destek vermemeleri beklenir. Bu şartlar gerek mevcut genişleme talepleri gerekse de gelecekte yaşanabilecek yeni katılımlar için sağlanması gereken asgari gerekliliklerdir” diye konuştu.

Altun, Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ittifakın karşılaştığı tehditlere karşı kararlı desteği sürdürmekten kaçınmayacaklarını kaydetti.

İletişim’den “Ukrayna Krizi ve NATO’nun Geleceği” paneli