CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, AK Parti’nin 2011 seçim beyannamesinde yer alan ve 2023 hedefleri üzerine inşa edilen vaatleri konusunda eleştirilerde bulundu. Başevirgen, 12 yıl önce belirlenen hedeflerin büyük bir kısmının gerçekleşmediğini ifade ederek, “2024 yılında da birçoğunun yakınından bile geçemedi. Bazı hedeflerinde ise yıllar içinde gerileme görüldü” şeklinde konuştu.
Başevirgen, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında ülkemizi dünyanın en müreffeh ülkeler seviyesine çıkarmak istediklerini söylemişti. AK Parti 2011 Genel Seçimleri öncesinde seçim beyannamesini 2023 hedefleri üzerine kurmuş ve 12 yılda yapılması planlanan vaatlerini de sıralamıştı. AK Parti ve Erdoğan belirlediği hedefleri gerçekleştiremediği gibi, 2024 yılında da birçoğunun yakınından bile geçemedi. Bazı hedeflerinde ise yıllar içinde gerileme görüldü”
CHP’li Bekir Başevirgen, “Hayaller neydi, ne oldu?” diyerek AK Parti’nin gerçekleştiremediği hedefleri tek tek sıraladı:
Dünya Ekonomisinde İlk 10’a Girme Hedefi
-Dünya ekonomisinde ilk 10’a yükselmeyi hedefleyen Erdoğan ve AK Parti bu amacını gerçekleştiremedi ve Türkiye 18.sıraya yerleşti.
Kişi Başı Milli Gelir Hedefi
-Milleti devletinden razı, vatandaşları mutlu, müreffeh ve özgür bir Türkiye hayal eden Recep Tayyip Erdoğan 2023 yılında kişi başı milli gelirin 25 bin dolar olacağını söylemişti ancak 2024 yılında ancak 13 bin 100 dolara ulaşılabildi.
Basın Özgürlüğü
-Türkiye’de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutuluyor. MLSA Turkey verilerine göre Türkiye’de 12 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde tutuklu veya hükümlü olarak bulunuyor. Bu şartlar altında vatandaşların haber alma hakları konusunda özgür olmadıkları ortada. Türkiye, Dünya Mutluluk Raporu’nda 143 ülke arasında 98., Basın Özgürlüğü Endeksi’nde ise 180 ülke arasında 158. Sırada yer aldı.
Adalet Sistemi
-Adalet Bakanlığı’nın 2023 yılı istatistikleri, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Türklüğe hakaret” suçlamalarıyla açılan soruşturmaların boyutunu da gözler önüne serdi. 2023 yılında, TCK’nın 299 ve 301. maddeleri kapsamında 25 bin 520 dosya açıldı ve 18 bin 856 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. 2022’den devredilen dosyalarla birlikte toplam dosya sayısı 55 bin 583’e ulaştı.
Vatandaşın Borç Yükü
-Vatandaşların Eylül 2024 itibari ile bankalara olan borcu 3,6 trilyona yaklaştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerinden yola çıkarak, toplam borcun nüfusa oranlanması ile ortaya çıkan tabloya göre Türkiye’de doğan her çocuk hayata 43 bin lira borç ile başladı.
İşsizlik Hedefi
-İşsizliğin 2023’te %5’in altına düşeceğini vaat eden partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hayali de gerçekleşmedi. TÜİK İşgücü İstatistikleri, Ağustos 2024 verilerine göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %8,5 olarak gerçekleşti. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı (gerçek işsizlik) ise yüzde 27,2’ye yükseldi. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,0 iken kadınlarda yüzde 11,4 oldu. Ülkede gerçek işsiz sayısı 12 milyona ulaştı.
Sosyal Yardımlardaki Artış
-“İstisnasız her vatandaşı sosyal devlet güvencesine kavuşmuş bir Türkiye hayal ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı bu hedefini 2024’te de tutturamadı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verileri, yoksulluk ve açlığın hangi boyutlara ulaştığını ortaya koydu. 2018 yılında 2 milyon 588 bin 969 hane düzenli sosyal yardım alırken, bu sayı 2024 yılı ağustos ayında 3 milyon 733 bin 852’ye çıktı. 3 milyon 619 bin 662 hane düzenli elektrik desteğinden yararlanırken, doğal gaz tüketim desteğinden yararlanan hane sayısı ise 598 bin 902’ye çıktı. Yaklaşık 15 milyon kişinin düzenli sosyal yardımlardan yararlandığını ortaya koyan Bakanlık verilerine göre, 2019 yılında 2 milyon 420 bin haneye elektrik desteği verilirken bu rakam 2023’te 4 milyon 378 bin 839’a çıktı. 2024’ün ağustos ayında elektrik tüketim desteğinden yararlanan hane sayısı 3 milyon 619 bin 662 oldu.
Asgari Ücret ile Açlık Sınırı Arasındaki Fark
-2024 yılı için belirlenen asgari ücret (17.002,00 TL) ile açlık sınırı arasındaki fark 2 bin 42 TL.’ye çıktı. Bırakın yoksul ya da yoksun bırakılmayı, vatandaşını açlığa mahkum eden bir devlet modeli ile karşı karşıya kaldık.
Döviz Kuru ve Ekonomik Kriz
-Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle başlayan ekonomik yıkım döviz kurlarına da yansıdı. Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” sözlerinin üzerinden 6 yıl geçti. 2018 yılında 5,29 TL olan dolar Ekim 2024 itibarıyla 34,13 TL’ye; 6,05 TL olan avro ise 37,09 TL’ye yükseldi.
Enflasyon Hedefi
– “Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20’ler seviyesine, 2024’te tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Açıkça söylüyorum, herkes hesabını 2023’te yüzde 20’ler seviyesinde enflasyona göre yapsın.” Diyen Erdoğan’ın bu hedefine de ulaşılamadı. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre (TÜİK) 2024 eylül ayıda enflasyon yıllık yüzde 49,38 olarak gerçekleşti. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG ise eylülde12 aylık enflasyonu yüzde 88,68 olarak hesapladı. Türkiye, şu anda Arjantin, Suriye, Güney Sudan, Zimbabve ve Filistin gibi ülkelerle aynı enflasyon liginde bulunuyor. Avrupa’da ise 31 ülkenin yıllık enflasyonu Türkiye’nin bir aylık enflasyonun altında.
Yolsuzluk Algı Endeksi
-Türkiye 2018 yılından bu yana Yolsuzluk Algı Endeksi puanları ciddi ölçüde düşüş gösteren 12 ülke arasına girdi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2023 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke arasında 115. sırada yer aldı. Türkiye’nin, son yıllarda yaşamakta olduğu gerilemenin dikkat çekici ölçülerde olduğunu vurgulayan Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Türkiye’nin, 2018 yılından bu yana Yolsuzluk Algı Endeksi puanları ciddi ölçüde düşüş gösteren 12 ülke arasında yer aldığı belirtti. Türkiye, 2018 yılından itibaren “kuralsız, denetimsiz, başına buyruk bir tek adam rejimi” olarak ifade edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmişti.
Sağlık Hizmetlerindeki Pay Azaldı
– “Göreve gelir gelmez hemen sağlıkta dönüşüm programını başlattık ve sistemi baştan aşağı değiştirdik. Ülkemizdeki her bir vatandaşımızın yaşadığı yere, gelirine, statüsüne bakılmaksızın en iyi sağlık hizmetini alacakları bir yapı kurduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinin sermayeye yaradığı ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nda yer alan veriler, AKP iktidarı döneminde kamunun sağlık hizmetlerindeki payının giderek azaldığını ortaya koydu. 2002 yılından bu yana özel hastane sayısı yüzde 111.7 arttı, kamu payı ise azaldı. Verilere göre Türkiye genelinde hastanelerin yüzde 59’u Sağlık Bakanlığı’na bağlı, yüzde 37’si özel sektörde, yüzde 4’ü ise üniversitelerde bulunuyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2022’ye kadar kamu hastanesi sayısındaki artış yüzde 18.22 olurken özel hastane sayısındaki artış yüzde 111.7 olarak gerçekleşti. Özel hastane sayısı 2002’de 271 iken 2022’de 572 oldu. 2002 yılında tüm basamaklarda hekime müracaat 208 milyon 966 bin iken, 2023 yılında 1 milyara dayandı. Özel sektör, kamu sektörüne göre 20 yılda 2 kattan fazla büyürken, sağlık sektörünün üçte birini kontrol ediyor.