İstanbul’un simge lezzetlerinden biri olan lüfer, tarihi ve kültürel yolculuğuyla beyaz perdeye taşınıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Medya A.Ş. tarafından hazırlanan ‘Lüfer Devri’ belgeseli, Boğaz’ın yakışıklı prensi olarak anılan lüferin geçmişten günümüze uzanan serüvenini ve giderek azalan popülasyonunun korunmasının önemini izleyicilere sunuyor.

Lüfer, İstanbul’un Kültürel Hafızasında Önemli Bir Yer Tutuyor

Belgeselin anlatıcılığını Levon Bağış üstlenirken, Serço Ekşiyan, Dr. Mert Gökalp, Oktay Kırış, Burçak Kazdal, Kaan Kayhan ve Nurullah Çakır gibi alanında uzman isimler de projeye katkı sağlıyor. Yapım, lüferin yalnızca bir deniz mahsulü değil, aynı zamanda İstanbul’un kültürel mirasının önemli bir parçası olduğunu gözler önüne seriyor.

Yüzyıllardır İstanbul sofralarının vazgeçilmezi olan lüfer, edebiyat, sanat ve toplumsal hafızada da kendine yer edinmiş bir tür olarak öne çıkıyor. Belgesel, bu eşsiz deniz canlısının avlanma geleneklerinden sanata etkisine, ustaların hazırladığı tariflerden günümüzde tehdit altındaki varlığına kadar birçok konuyu mercek altına alıyor.

Belgesel, İstanbul Boğazı’nın su altı görüntüleriyle, lüferin ekosistem içindeki rolünü ve sürdürülebilir avlanma politikalarının gerekliliğini izleyicilere aktarıyor. Uzmanlar, lüfer popülasyonunun hızla azalmasının nedenlerini ve bu türün korunması için alınması gereken önlemleri anlatıyor. Avlanma kriterlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulanırken, deniz ekosisteminin korunması adına sürdürülebilir balıkçılığın önemine dikkat çekiliyor.