Şehir Plancılarından “TOGO Kuleleri” Açıklaması

featured
service

TMMOB Şehir Plancıları Odası son günlerde Türkiye’nin gündemine oturan ‘TOGO Kuleleri” hakkında açıklamalarda bulundu. Açıklamada, ” Ankara Büyükşehir Belediyesi, 16.05.2018 tarihinde Şubemizin açmış olduğu davada 17.İdare Mahkemesince verilen imar planlarının iptali kararının hemen ardından çoktan durdurulması gereken inşaatı geçtiğimiz hafta mühürleyerek, görevini geç de olsa yerine getirmiştir” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın tamamı şu şekilde; 

Son günlerde Türkiye kamuoyu tarafından takip edilen “Togo Kuleleri” konusu ülkemiz kentlerinin farklı siyasi kesim ve rant çevrelerince nasıl bir kıskaca alındığının ve nasıl yağmalandığının açık bir göstergesidir. Şubemizin yıllardır takip ve mücadele ettiği Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bu senenin başına kadar sürdürülen çürümüş rant düzeni, bu sefer de Togo Kuleleri örneğinde tüm pisliğiyle gözler önüne serilmiştir. Ayrıca gündem konusu AVM-Plaza kompleksinin yükseldiği alan üzerinde birkaç yıl öncesine kadar bir ayakkabı fabrikasının bulunduğunu hatırlatmak isteriz. Bu doğrultuda, ülkemizde üretim ekonomisinden vazgeçilerek toprak rantına ve inşaata dayalı ekonomiye geçilmesinin gölgesinde büyüyen rant çevrelerinin kirli ilişkilerinin ortaya dökülmesi sebebiyle konunun ayrı bir sembolik önem taşıdığını belirtmek isteriz.

Konuya ilişkin yaşanan olaylar zinciri ve hukuki sürece ilişkin detaylı açıklamamıza buradan ulaşabilirsiniz. Gelinen noktada Ankara Büyükşehir Belediyesi, 16.05.2018 tarihinde Şubemizin açmış olduğu davada 17.İdare Mahkemesince verilen imar planlarının iptali kararının hemen ardından çoktan durdurulması gereken inşaatı geçtiğimiz hafta mühürleyerek, görevini geç de olsa yerine getirmiştir.

Yerel Yönetimlerde Rüşvetin Kurallaştırılması Yoluyla Ayrıcalıklı Kesimlere Dağıtılan İmar Rantları

Bu tartışmadaki en kritik nokta, imar rantlarının kimi taahhütler karşılığında ayrıcalıklı kişilere keyfi olarak dağıtılması meselesidir. Belediye, özellikle son 10 yıldır, kamuoyu nezdinde aklanmış bir imar yolsuzluğu düzenini bünyesinde kurumsallaştırabilmek için sürekli olarak yeni araçlar icat etmektedir. Bu araçsallıkların temelinde “rüşvet niteliğindeki kimi tekliflere” -“sosyal” bir kılıf giydirilmeye çalışılarak- imar süreçlerine entegre edilmeye çalışılması vardır.

Ne kadar ironiktir ki, rüşvet niteliği barındırdığını belirterek mücadele ettiğimiz bu taahhütlerin kolaylaştırıcılığında ilerleyen imar pazarlıklarının birebir örneği olan TOGO Kuleleri sürecinde, taahhütü vererek imar rantını elde eden taraf tarafından, uygulamanın “rüşvet niteliği” kamuoyu önünde pervasızca itiraf edilmektedir.

Özetle taraflar arasında tartışma konusu olarak gündeme damgasını vuran “rüşvet meselesi” Şubemizin yıllardır sürdürdüğü mücadele alanlarından biridir. Söz konusu haksız ve hukuksuz yönteme ilişkin ilk davamız Haziran 2015‘te görülmüştür. İncek ve Kızılcaşar Mahallelerinde Melih Gökçek tarafından, yaklaşık 102 hektarlık alanın yapılaşma koşulları, %20‘sinin belediyeye  ‘bağışlanması‘ şartıyla yaklaşık yedi kat artırılmıştır. O dönem bu karar “İmar Kanunu taslağında öngörülen imar rantlarının kısmen kamuya aktarılması hükümlerinin Kanun öncesi tatbikatı niteliği taşıdığı” gerekçesiyle, yani mevzuata aykırılığı umarsızca belirtilmek suretiyle alınmıştır.*[1]

Devamında rüşvet niteliği taşıyan bu uygulama, plan notlarına dönüştürülerek sürdürülmeye çalışılmıştır. Kreş, okul, yurt, mescit, spor kompleksi gibi yapılar yapma vaadi karşılığında kimi ayrıcalıklı kişilere imar rantı aktarımı sağlayan tüm planlar tarafımızca tek tek tespit edilerek yargıya taşınmış ve planlar iptal edilmiştir.*[2]

İcat edilen son yöntemin de Şubemizin yoğun mücadelesi sonucunda mahkeme kararlarıyla  hukuksuz olduğunun tescillenmesi sonrasında, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, 12 Ekim 2018‘de aldığı bir kararla; daha önce gerçekleştirdiği Okul veya Sosyal Amaçlı yapıların yapılması şartı koştuğu plan notu kararları yerine “Belediye Hizmet alanları, hizmet binaları, altyapı ve üst yapıda yol, köprü, alt geçit, üst geçit, park, peyzaj, Huzurevi, Kadın sığınma evi vb. tesislerde kullanılmak üzere bedel alınması” kararını oy çokluğu ile kabul etmiştir. Söz konusu uygulama da tarafımızca yargıya taşınmıştır.*[3]

Bu aşamada belirtmek gerekir ki, Ankara Büyükşehir Belediyesinin yeni yönetim dönemi içinde alınan ve şubemizce incelenen imar kararları nezdinde yukarıda üç farklı biçimde örnekleri sıralanan rüşvet niteliğindeki uygulamaların bir benzerine rastlanmamıştır. Dolayısıyla bugün TOGO Kuleleri özelinde gündeme gelen “25 milyon TL değerinde okul taahhüdü” meselesi Şubemizin takip ettiği kararlar ve belgeler dahilinde tespit edilememektedir. Taraflar arasında söz konusu pazarlık gündeminin konu olup olmadığı meselesi ancak tarafların yargı karşısına çıkması ile açıklığa kavuşabilecektir. Gelinen noktada, Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde böylesi kirli ilişkilerin hala sürdürülmediği ve sürdürülmeyeceği temennisi ile süreç tarafımızca titizlikle takip edilmektedir.

Bu noktada defaatle vurgulanması gereken konunun özü şudur; arsa sahibi şahıs ya da şirketler tarafından, kullanım amacı ne olursa olsun, maddi değeri olan bir varlığın onay kurumuna vaat edilmesi/hibe edilmesi karşılığında, parsele özel imar artırımı yapılması; kamu yararına yapılan planlama mesleğinin esasları açısından söz konusu dahi edilemez.

Sonuç olarak 2015 yılı ekim ayı itibariyle, hem Ankara Büyükşehir Belediyesinin kimi mensupları hem de parsel malikleri TOGO Kuleleri alanında işlenen suçun ortaklarıdır. Bu kirli ortaklıkta;

1-Alanda keyfi emsal artışı sağlayarak kişilere ya da gruplara 17.12.2015, 12.02.2016, 15.07.2016, 27.11.2016 tarihlerinde resmi şekilde imar rantı aktaran Belediye mensupları derhal yargı önüne çıkarılmalıdır.

2-Bugüne kadar içeriği her ne olursa olsun imar rantı elde edebilmek amacıyla  Belediyelere “rüşvet niteliğinde teklifler” götürmek suretiyle; planlama sürecini etkileyerek haksız kazanç elde etmiş olan tüm kişi ve grupların açığa çıkarılması ve elde ettikleri rantın hesabının tüm Ankaralılar nezdinde sorulması gerekmektedir.

3-Söz konusu “rüşvet niteliğinde teklifleri” kabul ederek belirli kesimlere haksız kazanç aktarmış olan Belediye mensupları yargılanmalıdır.

4-“Rüşvet niteliğinde teklifler” ihtiva eden tüm planlama süreçleri tespit edilmeli ve birbiriyle ilişkili şekilde rüşvete konu olmuş tüm planlar iptal edilmelidir.

5-İmar Planları mahkeme kararları ile iptal edilmiş olmasına rağmen hukukun arkasından dolanılarak devam ettirilen tüm inşaatlar tek tek tespit edilmeli, yıkılmalı ve bu suça ortak olmuş tüm kesimler süreç içinde mağdur olan haklı/suçsuz tarafların ve emekçi kesimlerin hak kayıplarını ödeyecek şekilde cezalandırılmalıdır.

Şehir Plancılarından “TOGO Kuleleri” Açıklaması