Seçimsiz Seçim

featured
service

En son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya çıkan ve önümüzdeki yerel seçimlerde de devam edecek olan “ Millet ittifakı” ve “Cumhur İttifakı” ile birlikte seçim süreci devam ediyor.

Siyasiler pazarlık masalarında hangi ilçeyi, hangi ili, nasıl kazanabileceklerinin hesabını yapıyor. Ortak aday formülü, aday çıkarmama ile birlikte hangi seçim çevresinde kim daha güçlü ise bunun üzerinden “kazanmaya” odaklı bir seçim stratejisi belirleniyor.

Ve bunun merkezinde “halk” yok. Sadece üstün gelme ve sandıktan çıkabilme kaygısı ile hareket ediliyor.

Bugüne değin, ulusal medyanın yönlendirmeleri, seçim öncesi yapılan anketler gibi birçok yol denenerek manipülasyonlar üzerinden seçim dönemlerini geçirdik. Bugün ise ittifaklar üzerinden masa başında alınan kararlar ile il ve ilçelerde halkın beklentileri, teşkilatların talepleri göz ardı edilerek kararlar alınıyor.

Akyurt’ta MHP’nin aday çıkarmaması, AK Parti’nin desteklenmesi veya tam tersi AK Parti’nin aday çıkarmayıp, MHP’nin desteklenmesi gibi iddilar ortaya atılıyor. Amaç seçimi mutlak kazanmak ve zafere ulaşmak.

Ancak ilçe teşkilatları özelinde değerlendirdiğimizde gerek AK Parti olsun gerekse MHP, ilçe yönetimlerinin böylesi bir ittifakı nasıl değerlendireceği merak konusu. 2004’ten bugüne Akyurt’ta seçimi kazanan AK Parti ve bir önceki seçimde yaklaşık %36 oy alan MHP’nin yerelde olası “ittifak” durumunda nasıl reaksiyon göstereceğini hep birlikte göreceğiz.

Gerek millet, gerekse de cumhur ittifakına baktığımızda farklı siyasi anlayışlardan gelen ve ülke yönetimine dair farklı görüşleri bulunan dört büyük partinin bu şekilde bir araya gelebilmesi ülkenin geleceği açısından soru işaretlerine neden oluyor.

Seçim özelinde, değerlendirildiğinde, adeta kazanan sandık kurulmadan akıllarda netleştirilmeye çalışılıyor. Seçmene ise bu yönlendirme içerisinde tercihi daraltılarak gidip oy kullanma hakkı veriliyor. Tercih alanı ve siyasi görüşler öteki tarafa itiliyor.

Bahçeli’nin “cumhur ittifakını bozduk, kendi adaylarımızla çıkacağız” açıklamasının ardından, sonrasında tazelenen ittifak… Parti liderlerinin de bu duruma yaşanan bocalama ve kafa karışıklığının ardından geldiğini gösteriyor.

Öte taraftan, konuşma, eleştirme, tartışma, karar verme mekanizmaları çalıştırılmadan siyaset tektipleştiriliyor. Doğruyu bulma konusunda, farklılıklar zenginliğimiz olmasına rağmen siyasette bu alanı her geçen gün kaybediyoruz. Siyaset her geçen gün doğruyu söyleyenin değil, güçlü olanın kazandığı bir alan olma özelliğini güçlendiriyor.

Tartışma söylemini “kavga” sözü ile eşdeğer tutmadan baktığımızda, ülkemizin geleceği ve değerleri açısından, siyasetin yeniden eski haline kavuşması, tek tip yönetim anlayışının önüne geçecektir.

Bu seçim dönemi “ittifak” anlayışı ile devam ediyor. İttifaklarda partilerin hangi görüşlerinden taviz verdiğini bilemiyoruz. Bozulabilir, dağılabilir. Demokrasi adına çok sesliliği yeniden hayata geçirmemiz gerekiyor.

Seçimsiz Seçim