İçimizdeki deprem

service
DÜN BURADAYDIK, BUGÜN’DE BURADAYIZ, YARINDA OLACAĞIZ.Doğup büyüdüğümüz,halen acısıyla,tatlısıyla içinde yaşadığımız İlçemiz de geçmişten gelen tecrübe ve birikimlerin verdiği duyarlılık hayata ve insanlığa katkı sağlamak tecrübe ve bilgilerimizi taze tutmak adına kimilerince macera olarak görülse de 26. yılımızda da aynı düşünce ve tavırla hayatın olmazsa olmazı olan “Halkın Sesi” basın görevini her türlü olumsuzluklara rağmen sürdürmenin gururunu yaşıyoruz.İnsanların ortak sesi olmayı düşündüğümüz üzere bilgi, kültür, sağlık, sosyal yaşam, coğrafi konum, koruma, tasarı, öneri gibi akla gelebilecek her konuda bilgi paylaşımı yapmak üzere yola çıktık. Bu yolun çok uzun soluklu bir yol olduğunun bilinciyle bu güne kadar geldik. Tam tamına 26 yıl.Bu süre zarfında çok şeyler değişti. Bilgi,kültür,eğitim,sağlık, coğrafi durum bir birine karışıp gitti. Ayrı ayrı düşünüp her birinin yerini tespit edip sabitleyemedik, yani plansız projesiz savrulup gittik.1970 yılı öncesi Nahiye olan beldemiz 1970 yılında belediye olmasıyla birlikte hızla göç almaya başladığında bir şeylerin yanlış gittiğinin,gideceğinin farkına vardık. Başka illerden gelene yabancı, dar gelirli insanların horlandığı,adam yerine konmadığı, belli kişilerin her bir şeye hakim olduğunu gördük. Belediye olduğunda bu gücün daha da güçlendiği, sözde resmiyetle daha çok hakimiyet sağladıklarına tanık olduk.Bir şeyler yapılmalıydı, bu gidişin pek hayra alamet olamadığını anlatmak,insanları bilinçlendirmek gerekiyordu. O zamanın alt tabakasından birilerinin faaliyetleri gecikmedi bir şeyler yapılmaya başlandı, Spor kulübü, Kalkınma Kooperatifi gibi faaliyetler ortaya çıktı ve yukarıda bahsettiğim hakimiyetçiler bu gelişmeye savaş açtılar, olmadık siyasi hareketlerin içine çekmeye çalıştılar ve başarılı da oldular. O zaman ki iç çatışmalar, ayrıştırmalar, hor görmeler, Beldemizin içinden çıkılmaz bir şekilde bataklığa doğru çekildiğini gördük. Pür telaş kanunsuz kuralsız uygulamaların yapıldığını süratle bir yağmalamaya gidildiğini gördük. Sen ben kavgaları, yerli yabancı kavgaları üst safhaya vardı ve maalesef beldemiz kontrolden çıktı gitti.Dışarıdan gelene kültürümüzü gösteremedik, onlarla iş birliği yapamadık, siyasi yapı onları sadece oy deposu olarak gördü, işçi,hizmetçi olarak gördü. Onlarda ekmeğinin peşinde olduğu üzere çoğu konuda boyun eğmek zorunda kaldı. Yukarıda bahsettiğim gibi hiçbir şey yerli yerine oturmadı. İnsanlar belli bir hırsla mal mülk edinme çabasına girerken, aynı şekilde o söz sahibi bir avuç insan imar rantına yönelip kafalarına göre şekillendirme peşine düştüler ve ortaya küçük küçük parçalanmış yarını belli olmayan bir coğrafi yapı ortaya çıktı. Çarpıklık onca imar tadilatına rağmen düzeltilemedi. 1990 yılında ilçe olduk ve aynı aktörler iş başında bu defa fabrikasyon imarları başladı. Telkin ve tavsiyelerle yer teminleri, yarın olumsuzlukların çözümlenemeyeceği bir uygulama ile tarım alanları talan edildi. Konu çok uzun velhasıl.Başlıktan yola çıktığımızda zamanın imar şövalyeleri bu gün her bir şeyini yitirmiş, kendince eskiden olduğu gibi siyasi ayak oyunları ile kendilerime yer ararken bu defa, kültürünü,hayatı paylaşmadığı yabancı dedikleri o insanları mumla arar hale gelmiş, neyin ne olduğu belli olmayan bir yapılanmanın hüküm sürdüğü belirsizliğin had safada olduğu bir alan içine sıkışıp kalmışlardır. Dün gördüğümüz,bugün dediğimiz,yarında demeye devam edeceğimiz “Halkın Sesi” Gazeteyi bir türlü sindiremediklerini gördük, görüyoruz. Malesef halâ işin ta başındayız. Bizlerin 1970 yılarda yapmak istediğimizi, yaptıklarımızı bugün hayata geçirmeye çalıştıklarını,adım atıklarını görüyoruz, dernek falan. Hani bir laf var ya meşhur. Atı alan Üsküdar’ı geçti. Günaydın. Adamın birisinin dediği gibi; Deprem falan bizi korkutmaz. Öyle yada böyle öleceğiz. Sonuç bu.
İçimizdeki deprem