Esas olan kurumlarımız

featured
service

2019 Mart seçimlerinin ardından uzun süredir dillendirilen “Üçlü olsun, güçlü olsun” sloganı Ankara ile birlikte birçok Büyükşehirde gerçekleşemedi.

Uyumlu çalışma ve iktidar gücü söylemleri ile vatandaşın tercihini bu yönde kullanmaları ‘hizmet gelmez’ söylemleri ile taçlandırıldı. İktidar partisinin yerel seçimlerdeki başarısızlığı da yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Devletin kurumlarının baki, yöneticilerin ise değişebilir olduğu, çalışmaların her halükarda sürdürülebilir olduğu kanıtlandı. Seçimler öncesinde değişim sinyalinin gerçekleşebileceğini gören iktidar, zillet ittifakı, terör yandaşları gibi söylemler geliştirdi. Ancak her biri ters tepti, İstanbul gibi mega bir şehrin yönetiminin değişmesi sonrasında yenilenen seçimlerde de iktidar umduğu desteği görmedi. Eğer İstanbul kaybedilmemiş olsaydı, Ankara’da kazanılan seçim tartışmalı hale gelecek, belki de şehrimizde seçimler yenilenecekti.

Bugün çevre ilçelerimizde ve Akyurt’ta örneğini gördüğümüz üzere, aynı partinin adaylarının değişmesi sonrasında birim amirleri ve birçok kademede değişikliğe gidildi. Yeni başkanlar doğal olarak kendi ekipleri ile belediyeyi yönetebilme, hizmetleri gerçekleştirebilme isteği ile bunu gerçekleştirdiler. Bir Büyükşehir Belediyesi’nde ise bunu gerçekleştirebilmek ilçe belediyelerinden daha zor olsa gerek.

Aslında konumuz bu değil ama birbiriyle bağlantılı değerlendirilebilir. Her kim ve hangi siyasi görüş olursa olsun, yaşadığımız şehir için ve ilçemiz için çalışmak durumunda. Bu nedenle bir süredir gündemimizi oluşturan belediye meclis toplantılarındaki tartışmalardan bazılarını haksız birer eleştiri olarak görüyorum.

Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık’ın Akyurt’un eksiklerini dile getirdiği konuşmasına katılıyorum, haklı bir çözüm arayışı içerisinde ilçenin hemen hemen bekleyen tüm sorunlarını dile getirdi. Ancak şunu da söylemekte fayda var, bugün her birimizin dillendirebileceği tüm talepler bir gecede, bir günde, bir yılda ortaya çıkmadı. Diğer taraftan Ankara Büyükşehir Belediyesi de en azından Başkan Ayık’ın dile getirdiği sorunlardan bir kaçına çözüm getirebilmiş olsaydı, haklı olarak ‘Çalışıyoruz onlara da sıra gelecek’ açıklaması ve fırsatı doğabilirdi. Bunu söyleyebilmekte Büyükşehir açısından şu an için çokta mümkün değil gibi.

Yönetim ve kadroların oluşması, ilçe belediyelerle uyumlu çalışma gibi gereklilikler, uzun süredir aynı siyasi partinin yönetimin ardından, değişim ile birlikte bir süreci gerektirecektir. Bu noktada karşılıklı diyalog ve işbirliği ile Akyurt’un çıkarları esasında uyumlu bir sürecin zeminin olgunlaşması gerekiyor. Bu ne kadar sağlıklı bir şekilde yürütülürse hem ilçemiz hem de Akyurtlu kazanacaktır diye düşünüyorum.

Ankara’nın tüm ilçeleri dikkate alındığında başkan Yavaş’ın ‘Beni aramaktan hala çekiniyorsunuz… Gurubu serbest bırakın’ serzenişi de bu noktada soru işaretlerine neden oluyor.

Diğer taraftan vatandaşın en çok dile getirdiği sorun ise ‘yol’. Daha önce de bu konuda sitemde bulunmuştum. Neden eğitim, sağlık, kültür-sanat… değilde ‘yol’. Evet bunlar da dile getiriliyor ancak, yol mevzusu sosyal medyada ve sokakta bir siteme, serzenişe hatta eyleme bile dönüşebiliyor.

Ben en başa eğitimi yazardım, diğer sorunlar zaten toplumun eğitim seviyesinin yükselmesi ile bir şekilde çözüme kavuşacaktır.

Demem o ki; hangi görüşten olursak olalım, kişilerin değil, kurumların baki olduğu anlayışı ile hareket edelim.

Esas olan kurumlarımız