Ben, sen, biz, siz…

featured
service
Eskiden sen ben çekişmeleri olurdu, kimi zengin kimi fakir, kimi akıllı kimi cahil.Ben sen çekişmeleri kimi zaman maddiyata, kimi zaman fiziki yapıya göre değişirdi.Kimi zenginliği ile burnundan kıl aldırmaz, fakiri hakir görürdü. Kimi akıllılığı ile övünür kendince yol kat ederken, kimi yokluktan cahil kaldığını söyler iç çekerdi.Günümüze baktığımızda bunlardan eser kalmamış, herkes kendince akıllı, kendince iş bilir, kendince uyanık, fakat hiçbir zaman sosyal kültürel anlamda biz diyememiş insan topluluğu haline gelinmiş.Bir türlü yaşanamayan bu sosyal kültürel birlik ve beraberlik iyiden iyiye ortadan kalkmış, insanlar kendisine yakın siyasal alanlarda yer aramaya başlamış.İnsanların büyük bir bölümü zenginin emrinde ve ondan arta kalanlarla yetinme yolunu benimsemiş, zengin zenginleştikçe nemasının artığını düşünen bu çoğunluk sosyal ve kültürel anlamda birçok yaşam alanlarından soyutlanmış, üreten olmaktan çıkıp tüketen haline gelmiş. Bu sistemin yanında fiziki olarak güç sergileyen insanlar da her iki tarafın birden korumalığını üstlenerek pastadan pay almayı ihmal etmemiş. Bu tutum ve anlayışların aynı zamanda siyasi karşılıkları var.Diğer taraftan kedisini akıllı diye tanımlayan, okumuş, araştırmacı, ilim ve bilime inananlar tarih boyunca yukarıda belirtiğim gelinen durum karşında neredeyse çaresiz kalmış gibi gözükse de, ya da öyle zannedilse de yine onların bilgi ve becerileri sayesinde küresel anlamda yön tayin edici olarak varlıklarını sürdürme çabası içerisindeler ve umut vaat etmekte.Bu çekişmeler sonucu olarak insanlar artık kendi öz benliklerinden uzak sadece günü kurtarma çabalarının dışında hiçbir etkin rolleri bulunmamakla beraber devletin üzerinde bir kambur haline gelmiş. “Üretmeyen toplum yok olamaya mahkumdur “ tezinden yola çıkarsak sonucu görmezden gelmek körlük olur, akılsızlık olur, cahillik olur.Esas pencereden, yani bakmamız gereken pencereden baktığımız zaman milli birliğin, bütünlüğün, tarih bilincinin, inançların, özgürlüklerin, yaşamsal alanların ne kadar daraldığını görmemek te körlük olur, akılsızlık olur, cahillik olur.Bu alanlar gerçek manada kayıplara bölünmelere, kutuplaşmalara neden olacağı gibi Devlet bilincinin de gittikçe zayıflayacağı, kontrolden çıkacağını görmemekte körlük olur, akılsızlık olur cahillik olur.İşin kısa ve özü uzun uzun uzadıya anlatmaya da gerek yok.Tarihiyle kavga etmek, temel taşları ile oynamak, geçmişe saygı duymamak, geleceğe umut olmamak, ben yaptım oldu mantığı ile devlet yönetmek, bunlara göz yumularak yönetilmek. Yönetene de yönetilene de fayda getirmeyeceği gibi; Geçmişten ders alınmamışçasına hoyratça harcanan zaman ve para kurda kuzu kaptırmak gibi bir şey olacağını unutmamak gerek. DEVLET bu. Evcilik oynamaya benzemez.
Ben, sen, biz, siz…